Gelişmiş Arama
Ziyaret
10310
Güncellenme Tarihi: 2011/07/18
Soru Özeti
Nasıl lezzet şehvetten teşhis edilebilinir?
Soru
Nasıl lezzet şehvetten teşhis edilerek birbirinden ayırt edilebilinir? Lütfen bazı hükümleri yerine getirmek istediğimde bazı sorunlarla karşılaşmamam için somut bir çözüm yolunu bana gösteriniz?
Kısa Cevap

Konulardaki helâllik ölçüsü şehvetin reel örneğine (mısdak) karşın lezzetin reel örneğine bağlı değildir. Şehvetin tüm reel örnekleri ve lezzetin tüm reel örnekleri tek bir hükme sahip değildirler. Bilakis bu iki küllinin kapsamına giren tüm reel örnekleri ve fertlerin her birisinin değişik şartlarda ve değişik türlerin iktizasına göre farklı hükümler almaktadırlar. Bütün bunları dikkate alarak zikrettiğiniz netice (ölçü) lezzet ile şehveti bir birinden ayıran farklılıkları açıklamakla elde edilemez. Bunun şerhi detaylı cevapta zikrediliyor.

Ayrıntılı Cevap

Sorunuz külli ve genel olduğundan dolayı faydalı olacak ümidiyle bazı açıklamalarda bulunacağız:

Konunun doğru anlaşılması için ilkin lezzet ile şehvet hakkında ne gibi tarifler zikredildiğine bakacağız? Daha sonra bu ikisinin arasında var olan ilişkinin nasıl olduğuna göz atacağız? Bu durumda konu hakkında var olan muhtelif hükümleri dikkate alarak mantıki bir şekilde meseleyi tahlil edebiliriz ki lezzet ile şehveti teşhis ederek birbirinden ayırt edilmeleri için bir kaide ve kural veya kıstas gösterebilinir mı konusuna bakacağız?

Tarif:

Lezzetin tarifinde şöyle bir şey söylenilmektedir: “insanın tabiatıyla uyum içinde olan bir şeyin derk edilmesi lezzettir”. Bunun tam karşıtı olan elem de şöyle tarif edilmiştir: İnsanın tabiatıyla uyum içinde olmayan bir şeyin derk edilmesi elemdir.

Lezzetin tarifinde Şehabuddin Suhraverdi şöyle diyor: “Lezzet şundan ibarettir: Hasıl olan kemali kemal olma itibariyle kişi için hâsıl olduğunu fark (derk) etmektir”. Buna binaen lezzet götüren kişi için her lezzet kendisi için hâsıl olmuş olan kemal ve hâsıl olan kemali fark ve derk ettiği orandadır.

Lezzet ile elem, onları derk eden yeti esasınca dört kısımdır:

1-   Akli

2-   Vehmi

3-   Hissi

4-   Hayali

Başka bir bakış açısına göre lezzet ile elem iki kısımdır: 1- cismani ve 2- ruhani[1]

Şehvetin tarifi: Şehvet lügat literatüründe ilgi duymak, meyletmek ve istemektir. Özellikle nefsanî arzular bağlamında gerçekleşen ilgiler, istemeler ve meyiller için şehvet unvanı kullanılır. Aynen bu manalarla kelimenin kendisi ve türevleri 13 defa kuranı kerimde zikredilmiştir.[2]

Ali İmran suresinin 14. Ayetinde bu bağlamda şöyle buyrulmaktadır: Kadınlar, oğullar, yük yük altın ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi “şehvetlerin ilgi duyduğu” şeyler insana süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçimliğidir. Oysa asıl varılacak güzel yer ancak Allah’ın katındadır”.[3]

Ahlak ve irfan literatüründe ise şehvet aşırı meyil ve ilgi şeklinde tarif edilmiştir. Mütekadimler şehveti 3 kısma ayırmışlardır:

1-   Yemeksel şehvet

2-   Konuşsal şehvet

3-   Gözsel (bakma) şehvet

Cinsel şehvet de (gözsel şehvetin) zımnında değerlendirilir.[4]

2-   Mantıksal ilişki

Lezzet insanın tabiatına uygun olan şeyi fark (derk) etmek, şehvette nefsanî şeylere aşırı bir şekilde temayül etmek ve ilgi duymak şeklinde tarif edildiğine göre lezzettin konusuyla şehvetin konusu arasında bazen mutabakat sağlanılıyor bezen de bir birinden farklılaşıyor olduğunu anlayabiliyoruz. Diğer taraftan lezzetin fertlerini (reel örneklerini) dikkate alırsak hepsinin lezzetin reel örnekleriyle mutabık olduğunu görürüz. Buna binaen şehvetin kapsadığı tüm reel örnekler lezzetin kapsamına da giriyor. Ama lezzetin kapsadığı tüm reel örnekler şehvet kapsamına girmiyor.[5]

3-   Reel örneklerde şer’i hükümler:

Şimdi İslam dininde lezzetin reel örnekleri ile şehvetin reel örneklerin hükümlerinin neler olduğuna dikkat edelim?

Şehvetin en tipik örneği olan cinsel şehvet hakkında şunu görüyoruz ki mutlak bir şekilde şehvani arzularını razı emek (doyurmak, yerine getirmek) haramdır. Ama birçok yerlerde bu arzuları yerine getirmek, onları duyurmak işkâlsız veya matluptur. Örnek babından kuranın ayetlerine dikkat ettiğimizde mümin olan kimselerin sıfatlarını açıklarken cinsel şehvetin sınırını ve hududunu çiziyor ve şöyle buyuruyor: “Onlar ki, ırzlarını korurlar. Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar. Kim bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır[6]

Görüldüğü gibi zikir edilen ayeti kerimeler ilkin erkek ve kadın için cinsel şehvet bağlamında faydalanmaları caiz olan yerleri açıklıyor daha sonra birey ve toplum için zararlı olan diğer yerleri de yasaklıyor.[7] Şehvani arzuları cevaplandırması caiz olan diğer bir yeri de şöyle açıklanmıştır: “Kadınlarınız sizin ekinliğinizdir. Ekinliğinize dilediğiniz biçimde varın. Kendiniz için (geleceğe hazırlık olarak) güzel davranışlar takdim edin. Allah’a karşı gelmekten sakının ve her hâlde onun huzuruna varacağınızı bilin. (Ey Muhammed!) Mü’minleri müjdele”.[8] Bu ayeti kerime belirtilmiş olan yerlerde şehvani duygularına cevap vermek ve onları razı etmesinin sorunsuz ve caiz olduğuna delalet etmektedir.

Lezzet konusu hakkında da her yerde mutlak bir şekilde caiz olmadığını bilmekteyiz. Örneğin kadın yüzünü ve ellerini kapatmakla mükellef kılınmamış dolayısıyla eğer erkek namahrem olan bir kadının kapatılmasıyla mükellef kılınmamış yüzünün bir kısmına veya ellerine lezzet kastıyla bakarsa caiz değildir.[9] Tekrar hatırlatmak gerekir ki bu açıklama daha önce tarif edildiği şekliyle cinsel şehvet ve lezzet arasına koyulan farka binaendir.

Netice:

Şimdi üçüncü beyandan alınan iki neticeye dikkatle ki 1- bazı şehvetler haram değildir, 2- bazı lezzetler de helal değildir ve “tarif” ve “mantıksal ilişki” şeklinde olan iki unvan zımnında açıklanmış konulara dikkatle şunu söylemek mümkündür: Bu iki genel kavramın kapsamına giren tüm fertlerine ulaşmak için ve helal lezzetleri ve haram şehvetleri belirleyen bir ölçü belirleyemeyiz. Bu denli bütünlüğü ifade eden iki kavramın kapsamına giren daha küçük şekilde olan toplulukları doğru bir şekilde özetlemek için ayet ve rivayetlere müracaat etmeliyiz. Bu nedenle konuyu lezzet ve şehvetin reel örneklerinden olan tek bir örneğe yönlendirmek daha uygundur. Örneğimizi cinsi meselelerden seçeceğiz. Zira bizim zihnimiz buna daha fazla alışıktır ve bu nedenledir ki şehvet kelimesi karinesizce kollanıldığında cinsel arzulara hemen sirayet ediyor. Şer’i kaynaklardan cinsel konuları ve reel örnekleri için şöyle bir taksim çıkarmamız mümkündür: 1- kesinlikle caiz olan yerler. 2- kesinlikle haram olan yerler ve 3- şartlı haram ve helal olan yerler.

Kesin caiz olanlar:

“Reel örneklerde şer’i hükümler” başlığın zeylinde kuran ve rivayetlerde zikir ve beyan edilen yerlerde cinsel bağlamında her çeşit faydalanma işkâlsız ve caizdir.

Kesin haram olanlar:

Aynı kaynaklardan şer’in belirtmiş olduğu yerlerin haricinde cinsel bağlamda yararlanmak tecavüz sayılmakta ve caiz değildir. Bu tecavüz lezzet seviyesinde bir yararlanma şeklinde olabilir veya kendisine aşırı temayül etme anlamında olan şehvet denilebilecek seviyede bir tecavüz olabilir. Örneğin namahrem olan kadının örtünmesi vacip kılınmış bedeninin bir kısmına bakmak erkek için caiz değildir. Bu ister lezzetin kapsamına girsin ister şehvetin kapsamına.[10]

Şartlı helal ve şartlı haram:

Nesnel ve dış âlemde şer’in hakkında haram emri olmayan bazı konularla (reel örneklerle) karşılaşmak mümkündür. Bu örnekler hem cinsel lezzeti kapsayacak şeklinde olup genel lezzetin reel örneği de olabilir hem cinsel bir bakışla kendisine bakılabilir bir yöne de sahip olmuş olabilir. Öyle ki hem lezzetin fertlerinden hem şehvetin fertlerinden sayılabilinirler. Dolayısıyla şer’i cevaz dairesinin haricinde kalan yararlanma hükmüne tabi tutulurlar. Örnek babından şu misale dikkat ediniz: Çoğu zamanlarda küçük yaştaki çocuklara bakmak insanların birçoğunda has bir etki bırakmıyor. Ama bu söz hiç eser bırakmaz anlamında da değildir. Küçük yaştaki çocukta var olan has temizlik ve sadelikten kaynaklanan hal hareketlerinden ve çocuğun sahip olduğu yüz ve suret güzelliğinden kişinin lezzet götürebilmesi mümkündür. Asıl itibariyle ihsas edilen bu lezzet ve hoşnutluk çocuğun cisminde ve ruhunda var olan temizlik, sadakatlik ve tazelik bağlamında var olan kemale aittir. Bu lezzet ne şeran ve ne aklen haram değildir. Ama eğer kişi kendisinde var olan bir cihetten dolayı bu çocuğun sahip olduğu güzellikten cinsel hislere gider ve onun cinsel duygularını tahrik edici konuma gelirse bu durumda çocuğa bakarak cinsel faydalanma götürmek kendisi için kesinlikle haramdır.

Buraya kadar zikredilen konular konunun farklı yönleriyle alakalıydı. Elbette lezzetle ilişkin daha cüzi meseleler, tür ve hükmüne dair konular var olmaktadır. Ama sorduğunuz soru çok genel olduğu için daha fazla cüzilere değinmedik ve bu kadarıyla yetindik.



[1] SECCADİ, seyit Cafer, , “ferheng mearifi islami”, baskı 4, intişarati kumeş, c. 3, s. 1634. (metinde azıcık tasarruf yapılmış).

[2] “dairetul mearifi teşeyu”, c. 10, s. 143.

[3]Zuyyine lin nasi hubbuş şehevati minen nisai vel benine vel kanatiril mukantarati minez zehebi vel fiddati vel haylil musevvemeti vel en'ami vel hars, zalike metaul hayatid dünya, vallahu indehu hüsnül meâb”. (ali İmran 14).

[4] SECCADİ, seyit Cafer, , “ferheng mearifi islami”, baskı 4, intişarati kumeş, c. 2, s. 1078.

[5] Mantık literatüründe bu nisbete “umum husus mutlak” denilmektedir. (ama eğer şehvetin tarifini mutlak temayül ve ilgi duymak anlamında olsa bu nisbet değişir).

[6] Müminun, 6-7.; “Onlar, mahrem yerlerini koruyan kimselerdir. Ancak eşleri, yahut sahip oldukları cariyeleri başka. Çünkü onlar (eşleri ve cariyeleri ile olan ilişkileri konusunda) kınanmazlar” (mearıc 29-30).

[7] Cinsel günahların bireylerde ve toplumda bırakacağı zararları hususunda daha fazla bilgi edinmek için; “el-mizan”, (farsça tercüme), c. 13, s. 118, isra süresinin 23. Ayetin zeyline bakınız.

[8] Bakare, 223.

[9]tevzi’ül mesail-i meraci”, c. 2, s. 485, ahkam-i nigah.

[10] A.g.e.

Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Cehennem ehlinin yüzü nasıldır?
    12098 Eski Kelam İlmi 2012/07/21
    Kur’an’ı kerim ayetlerini inceleme neticesinde şöyle bir netice alınabilinir: Bir taraftan cehennemliklerin yüzü yanma neticesinde derisi kendi kabuğuna çekilir, dudakları parçalanır çok çirkin ve korkunç bir hale gelir şekilde müşahede ediliyor. Bir diğer taraftan ilahi azabın yenilenmesi ve tekrarlanması için Allah u Teâlâ karar kılmış ki beden ...
  • Kabirde soru ve sual nasıldır ve gayri Müslimler için hangi şekildedir?
    13862 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Berzah sözlükte iki şey arasında yer alan perde ve engel anlamındadır. Istılahta ise Yüce Allah’ın dünya ve ahiret arasında karar kıldığı ve ölümden sonra insanın ilk menzili olan âleme denmektedir. Berzah âleminden kastedilen, kabir âlemidir; bu âlemde insan kıyamete dek özel bir tür yaşam sürecektir. Burada kabirden kastedilen şey ...
  • İç veya dış necaset insan içine sirayet ederse onu necis eder mi?
    5685 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Belirtilen soru büyük taklit mercilerinin bürolarına yollandı ve aşağıdaki cevaplar elde edildi:Ayetullah Uzma Hamaney (Ömrü uzun olsun):1 ve 2. Sorunun Cevabı: Necis olmaz.3. Sorunun Cevabı: Dışarıya çıktığında bizzat necis ile birlikte olursa necis olur.Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi (Ömrü uzun olsun):İçte birbirine değme ...
  • Vilayet-i fakihin uygulamaya geçmesinin meşruiyeti nasıl açıklanabilir ve acaba vilayet-i fakih Allah tarafından mı yoksa halk tarafından mı naspediliyor?
    6702 Eski Kelam İlmi 2012/04/02
    Çeşitli suretlerde “vilayet-i fakih” ve vilayeti fakihin uygulamaya geçmesinin meşruiyetini ispatlayabiliriz. İspatı için önemli olan ayrıntılı cevapta okuyacağınız akli ve nakli delillerdir. Şia’nın görüşünde velayeti fakihi ispatlayan delillere dikkatle velayeti fakih gaybet döneminde (asri gaybet) vilayeti fakihin vilayeti, imamların velayeti Peygamberimizin (s.a.a) velayetinin devamında olduğu ...
  • Acaba Allah yetmiş yaşındakileri seviyor ve seksen yaşındakileri, azap etmeyeceğini söylemiş midir?
    7625 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2015/05/27
    İmam Sadık’tan (a.s.), rivayi (rivayet içerikli) kaynaklarda müminlerin mükâfatı noktasında bir rivayet nakil edilmiş ki şöyle buyuruyor: kırk yaşından sonra imanlı kimseler her on senede Allah tarafından özel merhamet ve lütufla karşılaşıyorlar. Eğer bu rivayetin senedinde, azıcık tesamuh göstersek ve başka rivayetleri de bunun yanına koyup, dikkate alırsak ...
  • Ojeli tırnakla cenabet guslü alınabilir mi?
    10267 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/09
    Abdest ve guslün şartlarından biri suyun abdest ve gusül azalarına ulaşmasına engel olacak bir şeyin olmamasıdır.[1] Bu açıdan abdestle gusül arasında bir fark yoktur. Buna göre engel teşkil edecek şeyi gusülden önce gidermek gerekir. Giderildiğine emin olmadan gusül alınırsa o gusül batıldır.
  • Kadınlar, arka arkaya 31 gün olan orucun keffaretini hayız halinde nasıl yerine getirebilirler?
    5947 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Arka arkaya tutulması şart olan oruçlarda (keffaret veya adak orucu gibi), hastalık, hayız, nifas vb. özürlerden dolayı mükellef arka arkaya oruç tutamazsa özrü (hastalık, hayız, nifas...) giderildikten sonra orucunu tutmaya hemen devam ederse orucu sahih olur ve yeni baştan oruçları tutmasına gerek yoktur.
  • İran ve Irak savaşında şehit düşen bazı fertlerin cenazelerinin dağılmadığını ve yok olmadığını duydum. Bu duyumlar muteber ve güvenilir midir?
    6794 Eski Kelam İlmi 2012/04/04
    Canlı yaratıkların cisimlerinin yapısı gereği, ruh bedenden çıktıktan sonra tabii olarak beden kokar, çürür ve yok olur. Bu nedenle bazı bedenlerin yıllar geçtikten sonra aynı şekilde salim kalması uzak bir ihtimaldir. Ama Allah her şeye kadir olduğundan[1] böyle bir şey zihinden uzak tutulmamalı ve ...
  • Rüyada bilinçli olma imkânı mevcut mudur? Bazı rüyaların gerçekleşmesinin nedeni nedir?
    11161 Teorik İrfan 2012/02/18
    Bilgelerin görüşüne göre uyku, zahiri duyuların tedricen dış dünyayla ilişkisinin kesildiği, ama batıni duyuların henüz aktif olduğu bir haldir. Uyku anında dış dünyayla uğraşmaktan ve değişik meşguliyetlerden uzaklaşması neticesinde insan nefsi, melekût âlemine odaklanır ve nefis madde âleminden ne kadar çok uzaklaşırsa, nefsin kendi âlemiyle irtibat kurması daha fazla ...
  • Değişik düşünürlerin bakışında tanrı mefhumunun özellikleri nedir ve ortaçağ Hıristiyan filozoflarının bakışında başka hangi özellikler bulunabilir?
    7423 فلسفه غرب 2012/01/23
    Antik Yunan filozofları tüm şeylerin ve yaratılışın kaynağını araştırmada tanrı adında bir mefhuma ulaştı. Ortaçağ filozoflarının tanrısı, önceki filozofların tanrısından farklıdır. Hıristiyan filozoflarının tanrısı ile Yunan ve Roma tanrıları arasındaki fark, yaratan olmadadır. Tanrı hakkında değişik filozofların görüşleriyle aşina olmak için, ayrıntılı cevapta onların görüşleriyle ilgili olarak kısa bir ...

En Çok Okunanlar