Gelişmiş Arama
Ziyaret
5500
Güncellenme Tarihi: 2012/03/10
Soru Özeti
Selam, Babam annemin vefatından sonra evlendi, ama evi yok ve kirada oturmaktadır. Şu anda mali sıkıntısı var ve benle hanımım da çalışıyoruz, acaba ona ne ölçüde yardım etmemiz gerekmektedir?
Soru
Selam, Babam annemin vefatından sonra evlendi, ama evi yok ve kirada oturmaktadır. Ona hiç olmazsa evi olan bir hanımla evlenmesini söylediğimiz halde görüşümüzün aksini yaptı. Şu anda mali sıkıntısı var ve benle hanımım da çalışıyoruz, acaba ona ne ölçüde yardım etmemiz gerekmekte? Ayrıca öz baba olmaması halinde ne hükmü vardır?
Kısa Cevap

Şia fıkhında bazı şahısların nafakasını[1] vermek insanın üzerine farzdır. Üç sebeple nafaka vacip olur: Evlilik[2], akrabalık ve mülkiyet.[3]

Nafakası insanın üzerine farz olan kimselerden birisi ebeveynlerdir. İnsanın nafakasını vermekle yükümlü olduğu hanım ve çocuklarının yanı sıra anne ve babası da insanın nafakasını vermekle yükümlü olduğu kimselerdendir. Bu konuda çeşitli rivayetler zikredilmiştir.[4] İmam Sadık (a.s) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: Şahsı ebeveyn, çocukları ve hanımının nafakalarını ödemeye mecbur edilebilir.[5]

Rivayetlerde olduğu gibi, taklit mercileri ebeveynin nafakasını farz bilmektedir. Netice itibarı ile eğer anne ya baba veya her ikisi kendi yaşamlarını idare etmeye güçleri olmazsa, evladın gücü olduğu müddetçe yetecek[6] kadar onların yaşamlarına yardım etmesi, üzerine farzdır.[7]

Nafaka vermek sadece erkek evlatların üzerine farz değildir; belki gücü yeterse ebeveynlerin nafakası kıza da farzdır. Eğer erkek evladın mali gücü yoksa oğlunun oğluna veya kızının oğluna ya da kızın çocuklarına (babanın kız tarafından torunları) nafaka vermeleri farz olur.[8]

Elbette ebeveynin nafakasını vermenin farz oluşu ebeveyn konusunda hakikidir; ama üzerinde hakkı olan ve kendisi için zahmet çekmiş insanlara ve usulen muhtaçlara ve mali imkanları olmayanlara yardım etmek Allah-u Teala’nın beğendiği ve sevdiği amellerdendir.  

 


[1] Nafakanın manasını

[2] Daha fazla bilgi için; Hanımın nafakasının farz olma şartları, Soru: 6895 (Site: 6981) müracaat ediniz.

[3] Necatu’l İbad (lil-İmami’l-Humeyni), Tahran: Müessesei tenzim ve neşri asar-ı İmam Humeyni, 1422, s. 382,.

[4] Amuli, Hurr’ü “Vesailu’ş-Şia”, Kum: Müesseseyi Âlu’l Beyt, c. 21 s. 525, Kum, 1409; Nafakalar ilgi şöyle bir unvanla “Bab-ı vucubi nafakat-il ebeveyn ve’l veled” (Ebeveynin nafakasının farz oluşu ve evlat) bir bap tahsis etmiştir.

[5] Vesailu’ş-Şia, c. 21 s. 525, Kum,

[6] La takdire fi nefakati’l ekarib, belil vacibu kadre’l kifaye minet taam ve’l idam ve’l kisve ve’l mesken mea mülahizetil hal ve’ş şe’n vez zaman ve’l mekan hesebe ma merre fi nafakati’z Zevce. (Akraba nafakasında belirlenmiş her hangi bir miktar yok. Vacip olan, yeme, katık, giyim ve meskende durum, zaman ve zevce nafakasında geçtiği gibi ko­numa göre yetecek kadardır.), Tahriru’l Vesile, c. 2, s. 321.

[7] İnsanın anne ve babası, dede ve büyük dedesi ve onların babalarının nafakalarını vermesi farzdır. Aynı şekilde erkek evlatları ve kızlarının ve onların çocuklarının ve torunlarının çocuklarının nafakasını vermesi de farzdır; ister Müslüman olsunlar ister kâfir. Necatu’l İbad (lil-İmami’l-Humeyni), s. 382,

[8] İmam Humeyni, Tahriru’l Vesile, c. 2, s. 322. Müessesesi daru’l ilm, Kum.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    28941 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • “Dinde zorlama yoktur, olgunluk sapıklıktan ayrılmış belli olmuştur” ayetinin anlamının çeşitli tefsirleri dikkate alarak açıklayınız.
    11718 Tefsir 2007/10/25
    Farklı tefsirleri nazara aldığımızda ayetin anlamı ile ilgili beş ana görüş ortaya konulmuştur. Bu görüşler arasında doğru olan görüş şudur ki, ayet genel, kapsamalı ve insani bir anlam taşımaktadır. O da şudur: Din bir inançla ilgili kalbi bir konudur. Bu konuyla ilgili zorlama gerçekleşmesi mümkün değildir. Kul ...
  • Bilgisayar, televizyon ve uydu kanalıyla namahrem şahsa bakmanın hükmü nedir?
    8226 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/30
    Hz. Ayetullah Hamaney bu husustaki bir soruyu yanıtlarken şöyle buyurmuştur: Namahrem kadının görüntüsüne bakmak, namahrem kadının kendisine bakma hükmü taşımaz. Bu nedenle bakmak eğer zevk için değilse, günaha düşme korkusu yoksa ve görüntü bakanın tanıdığı Müslüman bir kadına ait değilse, sakıncasızdır. Farz ihtiyat gereği, televizyondan naklen yayınlanan namahrem kadın ...
  • Hz. Peygamber (s.a.a) zamanında kaç kişi recim edilmiştir ve bu konu hakkında hangi muteber kitaplar mevcuttur?
    8622 Fıkıh Tarihi 2012/08/21
    Recim hükmünün konusunun ispat edilmesi zor olması nedeniyle, böyle bir hüküm nadiren icra edilmektedir. Lakin Hz. Peygamber (s.a.a) zamanında bu hükmün icra edilmesi ile ilgili bir takım tarihi veriler mevcuttur. Maız, Yahudi bir erkek ve kadın, Eslemi adındaki bir fert, Beni Gamıt kabilesinden bir kadın ve Cuheyne ...
  • Acaba iki Yahudi bir kişinin İslam’a girdiğine dair şahitlik ederlerse onların bu şahitlikleri kabul görülüyor mu?
    4854 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/30
    Söz konusu sorunuz birkaç taklidi merci defterine gönderildi bu defterlerce verilmiş olan cevaplar şöyledir: Ayetullahe'l-uzma HAMENEY'NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Zikir edilen farza göre onların şahitlikleri kabul görülmez. Ama şahsın kendisi ikrar ederse ondan kabul görülür. Ayetullahe'l-uzma ...
  • Kurbağa ve su yosununun beslenmesi ve gayri Müslümlere satılmasının hükmü nedir?
    9246 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/21
    Sorunuz taklidi mercilerin defterlerine gönderildi ve şimdiye kadar aşağıdaki cevaplar verilmiştir: Ayetullahe'l-uzma HAMENEY'NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Haddi zatında bunun her hangi ...
  • Guslün felsefesi nedir?
    6700 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/16
    Cenabet guslünün felsefesi, nefsin cenabetten temizlenmesi ve arındırılması ve de bedenden pislik ve kiri gidermektir; zira cenabet tüm bedenden çıkar. Bu yüzden insanın tüm bedeni temizlemesi farz olur. Bilginlerin araştırmalarına göre, insan bedeninde tüm beden faaliyetlerini kontrol eden iki bitkisel sinir sistemi mevcuttur. Bazen bedende bu dengeyi ...
  • “Akıl sahipleri” mısdakları kimlerdir? İmam Sadık (a.s) ne buyurmuşlardır?
    3846 Tefsir 2018/12/05
    “ulu’l-elbab” yani akıl, düşünce, idrak, basiret sahipleri ve kalp gözü açık anlamına gelir. Bu kelime cühela, bilgisiz ve hakkı kabul etmede kör kelimelerinin karşıtında kullanılır. İmam Sadık (a.s) dan ulaşan rivayet ışığında “ulu’l-elbab”ın en belirgin ve aşikâr mısdağı Şialardır. Tüzelde imamların velayetini özelde de İmam Ali (a.s) ...
  • Ubey b. Kab’ın şahsiyeti nasıl idi?
    8535 تاريخ بزرگان 2012/03/12
    Ubey b. Kab, Hz. Peygamberin en meşhur sahabelerinden biridir, Şia ve Ehli Sünnet’i içeren tüm Müslümanların yanında saygıya sahiptir. Şii kaynaklarında ondan sınırlı sayıda rivayet nakledilmiştir. Rical bilginleri, onu Allah Resulü’nün sahabelerinden ve vahiy kâtiplerinden saymışlardır. Kendisinden nakledilen rivayetler göz önünde bulundurulduğunda, onun Ehli Beyte (a.s) ve ...
  • Gıybeti edilen bireyden rıza almadan tövbe edilebilir mi?
    7729 Pratik Ahlak 2014/05/20
    Gıybet kul hakkı olması nedeniyle iki merhalede başta gıybet edilenden rıza alınmalı ve sonrada Allah nezdinde bu günahtan dolayı tövbe edilmelidir. Ama gıybeti edilen bireyden herhangi bir nedenden ötürü rıza almak mümkün değilse veya ona bunu söylemek daha büyük bir probleme yol açacaksa böyle bir durumda masumların ...

En Çok Okunanlar