Gelişmiş Arama
Ziyaret
66696
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir?
Soru
Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir? Eşim üç defa hamile kaldıktan sonra bu defa da sorunla karşılaştık ve bunun kendisinin ölümüne sebebiyet vermesi bile muhtemeldir. Allah bize bir evlat vermek istemiyor olabilir mi? Yahut bir günah mı işlemişiz ve sorunumun hallolması için cezasını mı ödememiz gerekmektedir? Lütfen bize kılavuzluk eder misiniz?
Kısa Cevap

Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir. İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. İlahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has nedenler aracılığıyla neslin üremesidir. Tarih boyunca evlendikten sonra veya genel olarak veyahut uzun bir müddet süresince evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında ömründe hiçbir günaha bulaşmamış Hz. İbrahim (a.s) gibi bazı büyük peygamberlere de rastlamaktayız. Evli (insan veya insan olmayan) bir çiftin nesil üretebilmesi ve çocuk sahibi olabilmesi için bir düzen, sıra ve belirli bir zaman aralığınca gerçekleşmesi gereken bir takım değişik madde, öncül, şart, neden ve sebeplere gerek vardır. Bu dizide eğer sayılanlardan bir tanesi bile eksik veya uyuşmaz olursa bir çocuk dünyaya gelmez veya sağlıklı bir şekilde doğmaz. O halde evlat sahibi olmayan kimselerin bu neden ve şartlar zincirinin kayıp halkasını bulmaya ve onu tamamlamaya çalışması gerekir.

Ayrıntılı Cevap

Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir ve O’nun tüm işleri kesinlikle hikmet üzeredir. O, bu engin evreni ve onun içindeki yaratıkları idare etmek için bir takım usul, kanun, neden ve sebepler mukarrer etmiştir. . İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. Bu ilahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has neden, sebep ve kanunları olan doğum, neslin çoğalması ve insanların neslinin üremesidir. Tarih boyunca evlilikten sonra veya uzun bir müddet ve hatta yaşlılık ve ihtiyarlık dönemlerine kadar evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında Hz. İbrahim (a.s) gibi bazı büyük peygamberlere de rastlıyoruz ki Kur’an-ı Kerim onun dilinden şöyle nakletmektedir: “Hamd, iyice yaşlanmış iken bana İsmail’i ve İshak’ı veren Allah’a mahsustur. Şüphesiz Rabbim duayı işitendir.”[1] Bu örnek ve diğer örnekleri göz önünde bulundurarak hiç kimse evlat sahibi olmayan insanlar günahlarından dolayı buna müpteladır diye bir şey söylememelidir; Hz. İbrahim’in (a.s) yaşlılık ve ihtiyarlık yaşına kadar evlat sahibi olamamasının nedeni (haşa) kendisinin günahkar olması mıydı? Kesinlikle böyle değildi. Aynı şekilde ömürlerinde hiçbir günaha bulaşmamış birçok salih ve hayırsever kul da evlat sahibi olmamıştır. Öte taraftan tanıdığımız çoğu kâfir, zalim, gaddar ve günahkâr fertlerin birçok evladı vardır. Bu yüzden ne evlat sahibi olmak insanın iyi olduğuna delalet eder ve ne de nimetten mahrum olan herkesin günahkâr olduğu söylenebilir. Evli (insan veya insan olmayan) bir çiftin nesil üretebilmesi ve çocuk sahibi olabilmesi için bir düzen, sıra ve belirli bir zaman aralığınca gerçekleşmesi gereken bir takım değişik madde, öncül, şart, neden ve sebeplere gerek vardır. Bu dizide eğer sayılanlardan bir tanesi bile eksik veya uyuşmaz olursa bir çocuk dünyaya gelmez veya sağlıklı bir şekilde doğmaz. Bu yüzden evlendikten sonra istemelerine rağmen evlat sahibi olamayan kadın ve erkeğin nedeni bilmeye ve onu doğru bir şekilde tedavi etmeye koyulmaları gerekir. Kusurun sperma üremesi veya tohumun zayıflığı yahut kadın bedeninin onu koruma ve büyütmede güçsüz olması veyahut başka çeşitli nedenlerden kaynaklanması muhtemeldir. Bu kusurların her biri de hususî bir hikmet ve özel bir tedavi yoluna sahiptir. Ne mutlu ki bugün tıbbın ilerlemesiyle eşlerin çocuk sahibi olmamasıyla ilgili sorunların büyük bir bölümü ve onların tedavi yolu öğrenilmiş ve geçmişte evlat sahibi olamayan birçok karı ve koca elhamdülillah evlat sahibi olmuşlardır. Gelecekte şimdiye dek öğrenilmemiş kusurların öğrenilmesi ve tedavi yollarının da tespit edilmesi Allah’ın izniyle ümit edilmektedir. Ama bu mesele hakkında henüz birçok meçhul ve bilinmeyen hususun var olduğunu itiraf etmeliyiz. Elbette Yüce Allah tüm kullarına şefkatli olduğundan, fertlerin hayatında başka şekillerde bu nimetten mahrum kalmayı telafi etmektedir. Böyle insanların sadece bir saatliğine Rableri ile yalnız kalması ve Allah’ın kendilerine bahşettiği nimetleri sayması yeterli olacak ve de Allah’ın hikmet uyarınca bir kapıyı kapatması durumunda, rahmet ile başka bir kapıyı açtığını kavrayacaklardır. Eğer insan çevresindeki hadise ve vakıalara güzel bir bakışla bakarsa, sahip olmadığı nimetlere hayıflanmak yerine mevcut olan nimetlerin şükrünü her zaman yerine getirir ve böylece daha çok nimeti kendine çeker.

Daha fazla bilgi edinmek için şu başlıklara müracaat edebilirsiniz: İmtihan, İlahi Azap Ve Onları Teşhis Etme Yolları, 169. Soru (Site: 1244) ve Duanın Şartları Ve Kabul Olma Yolları, 2145. Soru (Site: 2269).



[1] İbrahim, 39: " الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذی وَهَبَ لی‏ عَلَى الْکِبَرِ إِسْماعیلَ وَ إِسْحاقَ إِنَّ رَبِّی لَسَمیعُ الدُّعاء"

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Acaba cinsiyeti değiştirmek Allahın yaratığını değiştirmek değil mi?
    68390 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/28
    Cinsiyet değiştirmenin farklı kısımları var. Tartışma ve hakkında konuşulması gereken kısım dakik bir şekilde beyan edilmesi lazım. İki cinsiyetli veya hunsa (hermaphrodite) olan kimseler kendi cinsiyetini değiştirebilirler noktasında söz sahibi bütün düşünürler görüş birliğindedir. Psikolojik olarak sorunlu olan kimseler (Transsexual) kendi cinsiyetini sahip ...
  • Niçin bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliği ile eşittir?
    20847 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/07/04
    Yüce Allah tarafında insanlar için belirlenen kanunlar yaratılış âlemi, evrenin gerçekleri ve insanın yaratılışı ile uyum içindedir. Kadının yaratılışı erkeğin yaratılış ve yapısı ile farklı olduğu için Bu iki varlığın görev ve hükümleri de farklıdır. Bu görevlerden biri mahkemede şahitlik yapmaktır Bu görev hislerin etkisinde kalınmadan ve ...
  • Eğer İslam’ın herhangi bir konusu bizim akli delillerimizle çelişirse ve çaba sarf etmemize rağmen bu çelişki hallolmazsa ne yapmamız gerekir?
    9804 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    Akıl insanların deruni hücceti olup onları kendi kemallerine doğru yönlendirir. Şeriat ise insanları günahların batağından kurtarıp saadete ulaştıran dış hüccettir . Bu esasa göre bu iki kılavuzun çelişmesi mümkün değildir. Hüccet delil ve kılavuz manasındadır. Kılavuz yolu ve hedefi bilene denir. Elbette şu noktada bilinmeli ki bu iki kılavuz bir ...
  • Neden Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresini 1000’den 50 yıl az olarak ilan etmiştir?
    4561 Tefsir 2019/10/21
    Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresi hakkında şöyle buyuruyor:«وَ لَقَدْ أَرْسَلْنا نُوحاً إِلى‏ قَوْمِهِ فَلَبِثَ فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلاَّ خَمْسِينَ عاماً فَأَخَذَهُمُ الطُّوفانُ وَ هُمْ ظالِمُونَ» “Andolsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı, sonunda haksızlık etmekte olan ...
  • Geçmiş yıllarda bilmeden unutulan malın humusu nasıl hesaplanır?
    6232 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Geçmiş yıllarda bilmeden unutulan malın humusu nasıl hesaplanır? ...
  • Din adamlarının cemaat imamı sıfatıyla kıldıkları namaz karşılığında halktan para almaları caiz midir?
    7915 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/22
    Büyük taklit mercilerinin bürolarından aşağıdaki yanıtlar alınmıştır:Yüce Rehberlik Makamı:Kıldıkları namaz karşılığında para alamazlar. Elbette geliş, gidiş ve araba ücreti vb. sıfatıyla alınırsa, sakıncası yoktur. Devletten (namaz kılma karşılığında) aylık maaş almanın ...
  • İsrail oğullarının buzağıya tapmasından dolayı cezalandırılması bilgece miydi?
    9612 Tefsir 2012/05/16
    Müfessirler bu ayette yüce Allah’ın öldürmekten kastettiği şey hususunda üç olasılığı zikretmiştrir: 1. Bu emir, sınamaya dayalı bir emir idi ve onların tövbe etmesiyle bundan vazgeçilmiştir. 2. Bu ayetteki öldürmekten maksat, nefsanî şehvetler ve şeytani vesveselerin yok edilmesidir. 3. Ayetteki öldürmekten ...
  • Hangi imam ferec duasını şahsen okumaktaydı?
    14269 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Ferec kavramı, (Arapça) sözlükte “gam ve hüzünden kurtulmak ve ferahlanmak” anlamına gelir.[1] Hadis kitaplarında ferec ve ferahlanmanın hâsıl olması için zikredilen dua ve ameller bu sözlük anlamını taşımaktadır. Burada “Ferec Duası” olarak adlandırılan üç dua ve de “Ferec Namazı” olarak isimlendirilen bir namazı zikretmekle ...
  • Toprağa secde etmenin felsefesi nedir?
    17994 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/10/24
    Secdenin hakikati alçakgönüllülük, baş eğmek ve meyildir. Secde farzlardan biridir; çünkü yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler rükû ve secde edin…” Burada bir noktaya dikkat edilmesi gerekir ve bu nokta Şia’nın toprağa toprak için secde etmemesidir; zira yüce Allah’tan başkasına secde etmek tüm Şia âlimlerinin görüş ...
  • Hz. Müslim kimdi?
    18327 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2010/12/22
    Akil’in oğlu olan Müslim üç imam (müminlerin önderi Ali, İmam Hasan, İmam Hüseyin (a.s) ) ile aynı asırda olup onları yakından görmüş, İmam Hüseyin’in (a.s) imameti zamanında imamının hedefleri için canını feda etmiş ve Übeydullah b. Ziyad emriyle şahadete ulaşmıştır. O bu zamanda İmam Hüseyin’in (a.s) ...

En Çok Okunanlar