Gelişmiş Arama
Ziyaret
12819
Güncellenme Tarihi: 2008/05/25
Soru Özeti
Huzeyfe b. Yeman'ın kişiliği hakkında bilgi verir misiniz? Bu şahsiyet Ehl-i Beyt'in dostlarından mıdır? Hz. Ali'nin imametini kabul emiş midir?
Soru
Huzeyfe b. Yeman'ın kişiliği hakkında bilgi verir misiniz? Bu şahsiyet Ehl-i Beyt'in dostlarından mıdır? Hz. Ali'nin imametini kabul emiş midir?
Kısa Cevap

Huseyl oğlu Huzeyfe Peygamber’in değerli yarenlerinden biridir. Yemani kabilesiyle antlaşması olduğundan o “Yemani” olarak tanınmıştır. O babası Huseyl ve kardeşi Safvan’la birlikte Resulullah’ın huzuruna gelmiş ve Müslüman olmuşlardır. Bedir savaşı dışında (Müşrikler bu savaşa katılamalarına engel olmuşlardır) Uhud ve diğer savaşlarda Peygamber’in huzurunda savaşa katılmıştır. Huzeyfe’nin babası Huseyl Uhud savaşında şehit düşmüştür.[1] Huzeyfe savaşlada ve İslam’ın ilerlemesinde etkin bir röle sahipti Onun Handek savaşında düşman ordusu hakkında bilgi toplaması olayı bilinen bir fedakarlık örneğidir.[2] O Nehavend savaşında katılmış İslam ordusunun komutanı Numan b. Mukrin öldürülünce o İslam bayrağını taşımış ve İslam ordusunun komutanı olarak Hemadan, Rey ve Dinever’i fethetmiştir. Yine o bir ara İkinci Halife tarafından Medain’nin valisi olmuş sonra İkinci halife onu Medine’ye çağırtmış ve kendisi bizzat onu karşılamıştır onun hiçbir mal varlığının olmadığını ve aynen gittiği gibi geri dönüğüne şahit olmuştur.[3]

Huzeyfe’nin özellik ve faziletlerinden biri munafıkları tanımasıydı. Peygamber (s.a.a) Tebuk savaşından döndüğünde munafıklardan bir kısmını ona tanıtmıştır.

Bu olayın özeti şöyledir: Tebuk savaşı munafıklardan birçoğunun tanınmasına vesile olan bir savaştır. Görünürde müslüman olan birçok kişi bu savaş meydana geldiğinde savaşa katılmaktan kaçınmışlardır. Diğer bir kısım munafıklar da Zirar Mescidini yapmaya koyulmuşlardır ve üçüncü bir grup da Tebuk savaşı dönüşünde Peygamber’i terör edip onu öldürmeği planlamışlardır. Tebuk dönüşünde yol üzerinde bir gedik bulunuyorda bu yol çok dar ve tehlikeliydi ama dağların arasında derede yer alan yol genişti. Bu bölgeye vardıklarında Peygamber ordunun iki dağın arasında bulunan geniş yoldan geçmesini emretmiş ve kendileri ise o dar geçitten yolunu sürdürmüştür. 12 veya 14 kişilik bir grup olan munafıklar bu durumdan yararlanarak Peygamber’i terör etmeği kararlaştırdılar. Bunlar Peygamber’den önce o dar geçite varıp gizlenmeği ve Peygamber oraya varınca devesini ürkütmekle dereye yuvarlamayı kararlaştırdılar.

Huzeyfe şöyle diyor: Ben ve Ammar Peygamber’le birlikteydik o dar geçite vardığımızda Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu Cebrail bana indi ve bir grubun bu kayaların arkasına gizlendiklerini ve benim devemi ürkütüp beni öldürmeği planladıklarını bildirdi. Sen ilerle ve onları buradan uzaklaştır. Bunun üzerine munafıklar durumu farkedip geriye çekildiler. Peygamber (s.a.a) Huzeyfe’ye Onları tanıdın mı? Diye buyurdu. O hava karanlık olduğundan onları diye tanıyamadım, diye karşılık verdi ve Peygamber o kişilerin adlarını Huzeyfe’ye söyledi.[4]

Huzeyfe Peygamber’in ve Hz. Emirü’l-müminin Ali’nin bildirmesi sonucu bir çok munafıkı tanımanın yanı sıra gelecekte vuku bulacak bir çok olaylardan da haberdardı ve bazen halka bu konuda bilgi veriyordu.[5]

Huzeyfe ve Ali b. Ebi Talib’e Sevgisi

Huzayfe Emüru’l-Muminin Ali b. Ebitalib’in sevgisinde sebat ve direniş gösteriyordu ve Hz. Ali’nin fazileti hakkında bir çok hadis Peygamber’den rivayet etmiştir.

Zeyd b. Suhan anlatıyor: Basra’da idim. Huzeyfe halka öğüt veriyor ve onları karşılaşacakları fitneler hakkında uyarıyorlardı. Onlar kurtuluş yolu nedir? Dediler. O şöyle dedi: Ali’nin bulunduğu topluluğa katılın, onunla birlikte olmak savaşa katılmaktan ve dizleri üzere sürünmekten daha çetin olsa bile. Çünkü Resulullah’tan şöyle duydum: “Ali iyilerin komutanıdır, kötüleri öldürendir. Kim ona yardım ederse Allah ona yardım eder, kim de onu yalnız bırakırsa Allah onu yalnız bırakır.”[6]

Ali b. Alkame Eyadi analtıyor: Hasan b. Ali ve Ammar b. Yasır asker toplamak için Medain’e geldiklerinde Huzayfe hastalanmış ve ölüm zamanı yaklaşmış olmasına rağmen iki kişinin yardımıyla hareket edip halkın içine geldi ve halkı Hz. Ali’ye yardım etmeye teşvik etti. O halka İmam’a uymalarını tavsiye ederek şöyle diyordu: Kendisinden başka gerçek bir ilah olmayan Allah’a yemin ederim ki kim gerçek bir Emirü’l-Müminine (müminlerin emirine) bakmak isterse Ali b. Abi Talib’e baksın.”[7]

İbn-i Zufer anlatıyor: “Huzeyfe can verirken onun başının ucunda idi. O hayatının son anlarını yaşıyordu ve yüzüne bir örtü çekiliydi, başımı örtünün altına sokup ona: “Talha ve Zübeyir ile Ali arasında çıkan şu fitne konusunda bana ne emir veriyorsun? O şöyle dedi: “Benim defin işini tamamlayınca hemen bineğine binip Ali b. Ebitalib’e katıl, zira o hak üzeredir ve asla haktan ayrılmaz.[8]

Huzeyfe, Hz. Ali’nin hilafetinin başlangıcında Hicri 36 yılında dünyadan gitti ve Medain’de defnoldu.[9]



[1] Alimi, Damğani, Peygamber ve yaran c. 2 s. 241; İbn-i Esir, İzzu’ddin, El-Kamil fittarih c. 2 s. 162.

[2] İbn-i Esir, İzzu’ddin, Usdu’l-Gabe fi Merufetu’ssahebe c. 1 s. 469; Peygamber ve yaran, c. 2 s. 244

[3] El-Kamil fittarih, c. 2 s. 184 , Usdu’l-Gabe fi Merufeti’s-sahebe c. 1 s. 469; Peygamber ve yaran, c. 2 s. 239

[4] Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 20 s. 208; Usdu’l-Gabe fi Merifeti’s-sahebe c. 1 s. 469;

[5] Peygamber ve yaran, c. 2 s. 240

[6] Biharu’l-Envar, c. 20 s. 208

[7] Peygamber ve yaran, c. 2 s. 248

[8] Biharu’l-Envar, c. 22 s. 109

[9] İbn-I Ebdi’l-Birr Ebu Amr Yusuf, El-İstiab fi ma’rifetu’s-sahabe c. 1 s. 334.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Baba ve anne, çocuk dünyaya gelmeden önce hangi husus ve adabı riayet etmelidirler?
    76640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/13
    Baba ve annenin çocuk dünyaya gelmeden riayet etmeleri gereken husus ve adaptan bazıları şöyledir: Dini farizaları yerine getirmek, cinsel ilişki adabını riayet etmek, helal yemekler yemek, çeşitli temiz meyvelerden yemek, evlenmeden önce genetik tahliller yaptırmak, ruhi bulanım ve gerginliklerden uzak durmak, güzel manzaraları seyretmek ve sağlık kurallarına ...
  • Kerbela’da İmam Hüseyin’in (a.s) atının başından neler geçti?
    13440 تاريخ بزرگان 2011/12/20
    Maktel yazarları Hz. Seyyidi’ş-Şüheda’nın atı (Zülcenah) hakkında geniş bilgi vermemişlerdir. Onların çoğunda şöyle yazılıdır: İmam Hüseyin’in (a.s) atı, Onun şehadetinden sonra, yelesini İmamın (a.s) pak kanına teberrük ettikten sonra kişneyerek çadırlara gitti. Harem ehli Zülcenah’ın sesini duyunca çadırlardan dışarı çıktılar. Onun üstünde Seyyidi’ş-Şüheda’nın olmadığını görünce İmamın (a.s) ...
  • Diriliş cisimsel mi yoksa ruhani midir?
    16040 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Her ne kadar akli deliller ahiret ve bu dünyevi hayat dışındaki başka bir dünyanın gerekliliğine tanıklık etse de ahretin nitelik ve keyfiyeti, ahiretin sadece ruhani olup olmayacağı veya hem ruhani ve hem cismani olup olmayacağı ve de cisimsel dirilişi kabul etme durumunda bu cismin maddi mi yoksa ...
  • Erkekler için altın kaplamalı (altın süslemeli) silah taşımak caiz midir, değil midir?
    7598 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu: Değişik örnekleri vardır.[1]Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer ziynet ise caiz değildir. Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Ziynet yönü yoksa sakıncasızdır, ama ...
  • Anneleri seyyid olanlar neden seyyid sayılmazlar? Halbu ki Hz. Fatıma’nın (s.a) bütün evlatları seyyid’dirler.
    25456 Eski Kelam İlmi 2012/07/10
    İslamda Seyyid, Hz. Zehra’nın (s.a) evlatlarından olmasa da soyu baba tarafından Peygamber Efendimizin (s.a.a) ceddi Haşim’e ulaşan kimseye denir. Başka bir ifadeyle Haşim’in soyundan gelen herkese seyyid denir ve mutlaka Hz. Zehra’nın (s.a) soyundan gelmesi gerekmemektedir. Dolayısıyla Hz. Zehra’nın (s.a) evlatları Onun (s.a) soyundan geldikleri için değil, ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) kırkı hakkında açıklamada bulunabilir misiniz?
    13476 تاريخ بزرگان 2012/03/12
    Kırkıncı gün merasimi hakkında kültürümüzde yer alan şey, Sefer ayının yirmisine denk gelen Şehitlerin Efendisinin (a.s) şahadetin kırkıncı gününü anmaktır. İmam Hasan Askeri (a.s) bir hadiste müminin alametlerinin altı tane olduğunu buyurmuştur: Elli bir rekât namaz, kırk duası, sağ ele yüzük takmak, toprağa secde etmek ve namazda ...
  • Kur’an’daki mukataa harflerinin manası nedir?
    12799 Kur’anî İlimler 2010/09/07
    Mukataa harfleri bazı surelerin başında gelen ve bağımsız bir manası olmayan harflerdir. Bu harflerin tefsirinde değişik görüşler ortaya atılmıştır. En doğru görüş, bu harflerin şifre olduğu ve de peygamber ve evliyaların onları bildiğidir. “Sıratu Aliyyin hakkun nemsikuhu” cümlesi ise bazı araştırmacıların sözü olup ...
  • Hangi bilimsel kanıtlar ile ayın yarılması ispat edilmiştir?
    56105 Tefsir 2011/08/21
    Uzay araştırmacılarının araştırmaları ve keşifleri göz önünde bulundurulduğunda bu sorunun cevabı fazla zor değildir; zira keşifler şöyle demektedir: Böyle bir şey muhal olmamakla birlikte defalarca örnekleri gözlemlenmiştir. Uzay araştırmaları merkezi “Nasa” ayın ikiye ayrıldığını ve ardından bu iki yarığın birbiriyle birleştiğini rapor etmiştir. Amerika baskılı Arapça yayınlanan ...
  • Her zaman abdest almadan önce suyun deriye ulaşmasını engelleyen bir maninin olmayışından mutmain olmak gerekli midir?
    5004 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Bütün İlmihal kitaplarında şöyle gelmiştir: Eğer insan abdest uzuvlarından birine bir şey yapışıp yapışmadığı konusunda şüphe duyarsa, onun verdiği bu ihtimal de halk arasında yerinde bir ihtimal ise abdest uzuvlarını kontrol etmesi gerekir ya da ellerini o kadar birbirine sürtmeli ki eğer bir mani olsa bile bu maninin bertaraf ...
  • Dini plüralizmi ve dinin farklı algılanışları teorilerini açılayarak bunların farklarını beyan eder misiniz?
    11282 Yeni Kelam İlmi 2008/02/17
    1) Plüralism, çoğulculuk manasındadır ve din felsefesi, ahlak felsefesi, hukuk, siyaset ve… gibi alanlarda farklı kullanımları vardır. Ama hepsinin ortak yanı çoğulculuğu tekelciliğe tercih etmektir. Dinsel plüralizm; Kurtuluşun bir tek dine özgü olmadığı ve bütün dinlerde hakikatin ve kurtuluşun var olduğuna inanmaktır.2) Çoğulculuk, dinler arasında da düşünülebilir; bir dinin ...

En Çok Okunanlar