Gelişmiş Arama
Ziyaret
8515
Güncellenme Tarihi: 2011/01/16
Soru Özeti
Hadisler ve büyük şahsiyetlerin görüşünde tecrübeli ve geçmişliğe sahip ilkçi kimselerin değişik konulardaki yeri ve konumu nedir?
Soru
Hadisler ve büyük şahsiyetlerin görüşünde tecrübeli ve geçmişliğe sahip ilkçi kimselerin değişik konulardaki yeri ve konumu nedir?
Kısa Cevap

Geçmişliğe sahip (piş kisvetan), tecrübe sahibi, yaşlı ve… kimseler bütün kavim, ümmet ve medeniyetlerde değerli ve ihtiram duyulan kimselerdendir. Bu konu bizim dini öğretilerde de; ayet rivayet ve dini liderler ve rehberlerin siyerinde de kabul görülmüştür ki detaylı cevapta ona işaret edeceğiz.

Ayrıntılı Cevap

İlkçi, geçmişliğe sahip, tecrübeli ve.. olmak bütün kavim, ümmet ve medeniyetlerde resmi olarak tanınmışlar. Tabi olarak geçmişliğe sahip, tecrübe ve hizmet sonmuş kimseler insanlık toplumuna sunmuş oldukları hizmetlerden ve değişik sahalarda sahip oldukları tecrübelerden dolayı bütün milletler arasında kendilerine ihtiram duyulan ve bazı özel haklara sahiptirler. Bu konu bizim dini öğretilerde de; ayet rivayet ve dini liderler ve rehberlerin siyerinde de kabul görülmüştür ki biz bu makalede örnek teşkil etsin diye kısaca bazı örneklere işaret edeceğiz.

  1. Ayetler:
  1. Kuranı kerimde İslam dinini kabul etme bağlamında ilkçi olan kimseler hakkında şöyle denilmektedir: “İslâm’ı ilk önce kabul eden muhâcirler ve ensar ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O’ndan razı olmuşlardır. Allah, onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır”.[1] Bu ayeti kerime İslam dinine ilk girenler içindir. Gerçi müfessirler bu ayetin nüzul sebebi hakkında farklı rivayetler zikretmişlerdir ki gerçeklikte bu rivayetler dış alemde bu ayetin reel örneğini belirtme konusuyla alakalıdır. Bu ayeti kerimede Müslümanlar üç sınıfa ayırt edilmiştir: Onlardan bir kısmı İslama girmekte ve hicret etmekte ilkçi olmuşlardır: “İslâm’ı ilk önce kabul eden muhâcirler”. Onlardan ikinci kısmı peygambere ve peygamberin yârlerine yardım etmekte ilkçi olmuşlardır. “ve ensar”. Onlardan üçüncü kısım bu iki gruptan sonra gelip onların programlarına, güzel amel işlemek, İslami ve hicreti kabul etmek ve İslam peygamberinin getirmiş olduğu ayine yardımcı olmakla tabi olmuş “iyilikle onlara uyan” kimselerdir. Kur’anı kerim bu üç grubu zikrettikten sonra şöyle buyuruyor: “Allah onlardan razı olmuş; onlar da O’ndan razı olmuşlardır”. Buna binaen İslam peygamberine (s.a.a) iman etmekte ilkçi ve öncü olmak Allahın hoşnutluğuna nedendir.[2]
  2.     “Size ne oluyor da, Allah yolunda harcama yapmıyorsunuz? Hâlbuki göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. İçinizden, fetihten (Mekke fethinden) önce infak edenler ve savaşanlar, (diğerleri ile) bir değildir. Onların derecesi, sonradan infak edenlerden ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah, hepsine de en güzel olanı (cenneti) va’detmiştir. Allah, bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır”.[3] İnfak etmek farklı şartlarda ve farklı haletlerde farklı değer aldığı için sonraki cümlede şöyle buyuruyor: “İçinizden, fetihten (Mekke fethinden) önce infak edenler  ve savaşanlar, (diğerleri ile) bir değildir”. Bu nedenler daha Fazla tekit etmek için izafe ediyor: Onların derecesi, sonradan infak edenlerden ve savaşanlardan daha yüksektir”.[4]
  3. Ey iman edenler! Size, “Meclislerde tefessehu; yer açın” denildiği zaman açın ki, Allah da size genişlik versin. Size, “Kalkın”, denildiği zaman da kalkın ki, Allah içinizden inananların ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltsin. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır”.[5] Tefessehu etimolojik olarak “f-s-h” kökünden gelmekte ve (kufl vezninde olmaktadır). Anlam bakımından geniş yer demektir. Buna binaen “tefessehe” genişletmek anlamında ve meclislerin adaplarından biridir. Meclise birisi yeni girdiğinde meclistekiler toparlanıp yeni giren kimseler için yer açsınlar anlamındadır. Zira meclise yeni girenler mecliste oturan kimselere oranla oturmaya; yaşlı veya has bir ihtirama sahip ve… olduklarından dolayı daha layık olmaları söz konusu olabilir. İslam peygamberi “şabaniye” hutbesinde şöyle buyurmaktadır: “…vekkiru kubareküm…” yaşlılarınıza ve ihtiyarlarınıza ve büyüklerinize saygılı olunuz.[6]      Başka bir yerde şöyle buyurmaktadır. “yaşlı Müslümanlara ihtiram göstermek Allaha saygıdandır”.[7] Buradadır ki hazır olanlar isar ve fedakârlık yaparak bu İslami edebe riayet etmelilerdir. Bu ayetin nüzul sebebi hakkında şöyle nakledilmiştir: Peygamber (s.a.a.) onun yanı sırada oturan bir kısma düstur verdi ki bedir savaşına katılan ve fazilet ve ilim bakımından daha üstün olanlardan olup yeni meclise gelenlere yer vermelerini istedi.[8] Bunlar bazı örneklerdir ki İslam’da ilkçiler ve geçmişlikleri olan kimselere verilen değeri ve saygıyı içeren bazı ayetlerdir. 

b) Rivayetler:   

Rivayet içerikli kaynaklarımızda da geçmişlikleri ve ilkçi olan kimselere ihtiram gösterilmesi hakkında rivayetler gelmektedir ki burada numune arz etsin diye bir kaçına işaret edeceğiz:

  1. İmam Bakırdan (a.s.) nakledilmiştir: “Her kim kendisinden sonra güze ve iyi bir sünnet bırakır ve camiada bu sünnet ittib’a edilirse o sünnete amel edenlerin sevabı onların sevabı eksilmeksizin o sünneti bırakan kimseye de yazılır”.[9]
  2. Müminlerin emiri hz. Ali (a.s.) şöyle buyuruyor: “Her milletin saygın şahsiyetlerine size muhalif olsalar bile saygı gösteriniz”.[10]
  3. İmam bakıra (a.s.) şöyle denildi: “Halk peygamberden şöyle naklediyor: Cahiliyet döneminde en şereli olanınız İslamda da en şereflinizdir”. İmam (a.s.) şöyle buyurdu: “Doğru söylüyorlar. Ama sizin tasavvur ettiğiniz gibi değildir. cahiliyet döneminde cömert, güzel ahlak sahibi, komşuların haklarına riayet edenler, başkalarına eziyet etmekten sakınan kimseler İslama girdiklerinde İslam onların hayırlarına ve mükafatlarını daha da fazlaştırdı”.[11]
  4. “Yaşlılarınıza karşı saygılı olunuz ki küçüklerinizden saygı göresiniz”.[12]
  5.  “Tecrübe sahipleri daha güçlü görüşlere ve bakışlara sahiptirler”.[13]
  6. Peygamberden (s.a.a.) nakledilmiştir: “Mürüvet sahibi olan kimselerin azabından şer’i sınırına varmadığı zamana kadar. Eğer kerim olan bir kimse yanınıza geldiği vakit ona karşı saygılı olunuz. Peygamberden kimden bu edebi öğrendiniz diye sorulunca buyurdu: “Rabbimden bu edebi öğrendim”.[14]

 


[1] Tevbe, 100.

[2] Mekarimi Şirazi, “Tefsir-i Numune”, baskı, 1, Tahran: Darul Kutubil İslamiye, 1374, şemsi, c. 8, s. 100 – 101.

[3] Hadid, 10.

[4] Mekarimi Şirazi, “Tefsir-i Numune”, baskı, 1, Tahran: Darul Kutubil İslamiye, 1374, şemsi, c. 23, s. 320.

[5] Mücadele, 11.

[6] MECLİSİ,  Muhammed Bakır, “Biharul – Envar”, Beyrut: Müesesei el-vefa, 1404, c. 93, s. 356.

[7] KÜLEYNİ, “Kafi”, Tahran: Darul Kutubil İslamiye, 1365, şemsi, c. 2, s. 165, Kitabul İman ve el-Küfür, bab-u İclal-i el-Kebir, hadis no: 1,.

[8] Bkz. Mekarimi Şirazi, “Tefsir-i Numune”, baskı, 1, Tahran: Darul Kutubil İslamiye, 1374, şemsi, c. 23, s. 439 - 442.

[9] HUR AMULİ, “Vesailiş- Şia”, Kum: Müesesei Alulbeyt, 1409, kameri, c. 16, s. 174.

[10] NURİ, Mirza Hüseyin, “Müstedrekül- Vesail”, Kum: Müesesei Alulbeyt, 1408, c. 8, s. 395.

[11] Age., c. 8, s. 395.

[12] TEMİMİ AMEDİ, Abdulvahit, “Gureru Hikem ve Durerul – Kelam”, baskı, 8, Tahran: s. 482.

[13] Age., s. 444.

[14] Age., s. 397.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Allahtan korkulması mı lazım yoksa Onu sevmek mi gerekiyor?!
    11688 Pratik Ahlak 2010/12/14
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. Yolda yürümemizin bile (bizdeki) korkunun, ...
  • Niçin Hz. Âdem’in (a.s) hatası yüzünden yer küresinde kalmaya mecbur olup sonuçta günaha bulaşıp cezalandırılmalıyız?
    14206 Eski Kelam İlmi 2010/06/02
    Hz. Âdem başta olmak üzere bütün Enbiyalar (a.s) her çeşit günah ve hatalardan masum ve beridirler. Hz. Âdemin yaptığı şey ise irşad-i bir emre muhalefetti. Dolaysıyla yapılan bu muhalefete günah denilmez. Aslında insanın ve Hz. Âdemin yeryüzüne gelişi ilahi bir takdir olup ...
  • Nefis, ruh, can, akıl, zihin ve fıtrat arasında nasıl bir ilişki vardır?
    15337 İslam Felsefesi 2010/04/07
    Bazen bu kelimelerden maksat bir şeydir. Hepsi de aynı gerçeğe yani insanın varlığına ve hakikatine işarettir. Bazen de onlardan değişik manalar irade edilir ve her biri nefsin mertebe ve makamlarından birine işaret sayılır. ...
  • Tefsir-i bi-Rey ile entelektüelsel bir görüşten (güvenir (müvassak) haber-i vahit) yararlanarak yapılan tefsir arasında fark nedir?
    8416 Tefsir 2012/07/21
    Bazı ilimlerin Kur’anla irtibatı öyle bir şekildedir ki onlar olmaksızın Kur’an ayetlerini tefsir ve tahlil etmek imkansızdır. Sarf ilmi, nahiv ilmi, meani, beyan lügat vb. ilimler gibi. Dolayısıyla müfessir olan bir kimse Kur’anın daha iyi anlaşılması için etkili olan ilimlerde uzman olmalıdır. Kur’anı kerimde “am-has, mutlak-mukayet, nasih-mensuh” ...
  • İslam’ın intihar hakkındaki hükmü nedir?
    8481 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/17
    Kesinlikle her insanın hayatında dünyayı gözünde karanlık ve boş kılan rahatsızlıklar ve yenilgiler meydana gelmektedir. Bu durumda insanlar iki türlüdür: Bir grup bu sorunlar yumağından başı dik çıkmakta, tüm zorluklara göğüs germekte ve Allah’a tevekkül ederek yeniden yapılanmaya başlamaktadır. Bunun karşısında yer alan diğer grup ise eğilmekte, inzivaya çekilmekte ...
  • Haksız yere yemin eden kimsenin akıbeti ne olur?
    11697 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    Haksız yere yemin etmenin akıbetinden maksat iki şey olabilir:1- Şer’i ve fıkhi hüküm manasında akıbet.2- Getirdiği sonuçlar manasındaki akıbet. Bu etki dünya veya ahiret etkileri olabilir. Sorudan galiba bu ikinci mana kastedilmektedir.1- Şer’i HükümŞer’i Hüküme göre ...
  • Melekler Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bilmekteydiler?
    12074 Tefsir 2011/06/20
    Meleklerin Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bildiği hususunda bir takım ihtimaller beyan edilmiştir:1. Lavh-i Mahfuz kanalıyla Âdem’in zürriyetinin yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağı ve kan akıtacağı öğrenilmiştir. 2. İlahi haberler yoluyla öğrenilmiştir.3. Bu konu gerçekte meleklerin öngörüsüydü; çünkü onlar insanın bir takım tabii çelişkiler taşıyan toprak ...
  • (Windows ve Microsoft Office takımı gibi yabancı disklerin) telif hakkına riayet etmek farz mıdır?
    5524 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/30
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani (ömrü uzun olsun) belirtilen sorunun yanıtında şöyle buyurmuştur:Kitap telifi, bir araç icat etmek veya bir disk üretmek gibi manevî bir iş yapmak, bunu yapan şahıs için özel bir hak yaratır ve hak sahibinin izni olmaksızın onun manevî ürününden yararlanılamaz. Eğer üretici Müslüman değilse, ...
  • Gönüllerine göre eş bulamayan, evlilik zamanı gelmiş kızların duası hangisidir?
    17231 Pratik Ahlak 2012/07/21
    Saygıdeğer okuyucumuz; Sizin nazarınızdaki dua Şeyh Abbas Kummi’nin “Mefatihu’l Cinan” kitabında zikredilmiştir ve o dua şöyledir: Şeyh ve Seyyid, Mufazzal bin Ömer’den şöyle rivayet etmektedir: Bir gün İmam Cefer-i Sadık’ı (a.s) Cafer-i Tayyar namazını kılarken gördüm ve namazı kıldıktan sonra ellerini kaldırarak nefesi ...
  • Erkek altın saat kullanabilir mi?
    28541 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/27
    Boyna altın zincir asmak, altın yüzük takmak ve ele altın kaplama saat takmak gibi altınla süslenmek[1] erkeğe haramdır ve bunlarla namaz kılmak da namazı bozar.[2] Elbette altın saat ve altın zincir sadece ...

En Çok Okunanlar