Gelişmiş Arama

Cevaplar Arşivi(Etiket:büyük tufan)

Rastgele Sorular

  • Eğer mümkünse Şia’nın temel fırkalarının sayısını beyan eder misiniz?
    10849 Eski Kelam İlmi 2010/05/18
    Şia kavramı, sözlükte “takipçi”, “yaver” ve bir tarz yol ve dine sahip olma anlamına gelir. Müslümanlar arasındaki literatürde ise Hz. Ali’nin (a.s) takipçilerine özgü bir bağlamda kullanılmıştır.  Hz. Ali’nin takipçileri hakkında da Hz. Ali’nin dostu ve seveni veya Hz. Ali’yi Osman’dan yahut diğer ilk iki halife ve ...
  • Niçin Hz. Ali (a.s) kendi hilafeti döneminde Fedek’i Hz. Fatıma’nın evlatlarına geri vermedi.
    10599 تاريخ بزرگان 2009/06/17
    Fedek, Hayber Kalesinin Müslümanlarca fethedilmesine müteakip hicretin yedinci yılında askeri bir taarruz olmadan sahiplerinin antlaşma yaparak kendi istekleri üzere Peygamber’e teslim ettikleri verimli bir arazinin adıdır. Bu bölge askeri bir girişim olmadan ele geçirildiği için Peygameber’e aitti.   Peygamber (s.a.a), “Yakınlarının hakkını ver” ayeti inince Fedek’i Hz. Fatıma’ya ...
  • Eğer Hz. Peygamber (s.a.a) cuma günü doğmuşsa, neden biz pazartesi günü oruç tutuyoruz?
    7290 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    1. İslam Peygamberinin (s.a.a) yaşam tarihindeki en ihtilaflı meselelerden biri, o yüce şahsiyetin doğum tarihi hakkında bulunan ihtilaftır. Eğer bir kimse bu husustaki tüm görüşleri toplamak isterse yirmi görüşe ulaşır. Hz. Peygamberin (s.a.a) yaşamını yazanların çoğu, onun Fil yılında, miladi 570 yılında doğduğu görüşündedir; zira Hz. Peygamberin (s.a.a) miladi ...
  • Şeys kimdir?
    5549 تاريخ بزرگان 2011/11/21
    Şeys, Hz.Adem’in (a.s) evlatlarından biridir. Kâbil’in Habil’i öldürmesinden sonra Adem ve Havva beş yıl çocuk sahibi olmadılar. Beş yıldan sonra dünyaya gelen çocuklarına Şeys adını verdiler. Hz. Adem onun hakkında şöyle diyor: ‘O, Habil’in yerine verildi, mübarektir ve peygamber olacaktır.’
  • Çalıştığım kurumdan hakkımı alabilmem için nasıl bir yol izlemem gerekir?
    6557 Pratik Ahlak 2010/04/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah ile görüşmek, insan için tasavvur edilen en son makamdır. Hal böyleyken bazı masumlar nasıl daha üstün bir makama sahip olabilmektedirler?
    9676 Teorik Ahlak 2012/07/24
    İnsanın yaratılmasındaki temel gaye kemale ermektir. İnsanın kemali Allah’a yaklaşma ile gerçekleşir ve buna velayet ve Allah ile görüşme makamı denir. Bu bağlamda peygamberler ve masumlar insanlar arasında en belirgin bireyler sayılır. Lakin bu bireyler arasında kimlerin daha üstün bir makama sahip olduğu hakkında şu noktaya dikkat ...
  • Eğer servet yığmayı kınama hakkında nakledilmiş rivayetler doğruysa, insanların ve bazı âlimlerin servet yığması nasıl açıklanabilir?
    8235 Ekonımi Felsefesi 2012/11/06
    Birincisi, belirtilen rivayet her ne kadar senet açısından zayıf olsa da bu konuda bulunan diğer rivayetler göz önünde bulundurulduğunda senet zaafı giderilmektedir. Muhteva açısından bu rivayet ya meşru olmayan yollardan elde edilmiş veya humus ve zekât gibi mali yükümlülükleri yerine getirilmemiş servet yığmaya işaret etmektedir. İslam’da şer’i ...
  • Kur’an’la iç içe ve ona bağlanmanın yolları nelerdir?
    10449 Pratik Ahlak 2012/01/29
    Tilavet, ilahi niyetle, üzerinde düşünmeyle ve amelle birlikte olursa kendiliğinden Kur’an’ın cezzabiyetini artırır ve insanı ona bağlar. ...
  • Hz. Muhammed (s.a.a) Nerede Toprağa Verilmiştir?
    7933 تاريخ بزرگان 2011/10/23
    İslam Peygamberi, Ebrehe’nin askerleriyle[1] Allah’ın evine hücum ettiği yılda doğmuş ve kırk yaşındayken Hira mağarasında ibadetle meşgulken Allah tarafından peygamberliğe seçilmiştir. Hz. Muhammed (s.a.a) çağrısını ilkönce gizli olarak başlatmış ve Allah’ın emriyle açık çağrısına da yakınlarından başlamıştır.[2] Hz. Peygamberin ...
  • Sahih hadisleri uydurma hadislerden ayırmanın yolu nedir?
    17420 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/12/29
    Hadis uydurma, hadisin metninde azaltma, çoğaltma ve değişiklikler yapma olayı maalesef İslamın başlangıcından beri vardır. Zıt muhalifler ve münafıklar bu tehlikeli yola başvurarak İslama hep darbe vurma amacını gütmüşlerdir. Karşılığında ise Resul-i Ekrem (s.a.a), Masum İmamlar (a.s) ve onların peşinden giden değerli alimler böyle bir tehlikenin farkında olduklarından ...

En Çok Okunanlar