Gelişmiş Arama
Ziyaret
3776
Güncellenme Tarihi: 2018/10/04
Soru Özeti
Sad suresi 26’ıncı ayetin tefsiri
Soru
Sad suresi 26’ıncı ayetin tefsiri
Kısa Cevap
 «يا داوُدُ إِنَّا جَعَلْناكَ خَلِيفَةً فِي الْأَرْضِ فَاحْكُمْ بَيْنَ النَّاسِ بِالْحَقِّ ...» Sad suresinin 26’ıncı ayetinde Hz. Davut (a.s) hitap alınmıştır. Allah Teala bu ayette Hz. Davut (a.s)’a hitap ederek onu yeryüzünde halifesi ve vekili karar kılmıştır.[1] Böylece toplumsal bazda diğer ulvi peygamberler gibi insanları tevhide ve ahlaki değerlere sarılmaya davet etsin. Bu ayeti kerimede Allah Teâlâ Hz. Davut (a.s)’a vermiş etmiş olduğu Risâlet görevinin yanı sıra insanlar arasında ki ihtilafları çözme ve yargılama görevini vermiştir. İnsanlar aralarında ortaya çıkan anlaşmazlıklarda ona başvurmakta ve Hz. Davut (a.s)’da aralarında hükmederek hakkı onlara beyan etmekteydi.
«وَ لا تَتَّبِعِ الْهَوى‏ فَيُضِلَّكَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ» “Nefis arzusuna uyma, yoksa seni Allah'ın yolundan saptırır.” Ayeti kerimede geçen bu cümleyle insanlar arasında hükmederken heva hevese ve nefse uymanın haktan ve hakikatten uzaklaşmaya yol açacağını bildirmektedir.  İnsanlar arasında anlaşmazlıkları giderme ve hüküm verme noktasında ayet özellikle hak kelimesi üzerinde vurgu yaparak verilecek hüküm ve yargının hak üzere olması gerektiğini aşikâr etmiştir. Böylelikle taraflar zulme maruz kalmaz ve hakları zayi olmaz.
Ayeti kerimede geçen «وَ لا تَتَّبِعِ الْهَوى» “heva hevesine uyma” tabiri bizlere insanın nefsani arzularının ve isteklerinin hakkın karşısında olduğunu ve ilahi çizgiden sapmaya yol açacağını göstermektedir. Öyleyse bu uzak durulması gereken bir paradigmadır.
Bu ifadede Hz. Davut (a.s) hitap alınmıştır. Oysaki o sahip olduğu ismet ve masumiyetten ötürü insanların anlaşamadıkları meseleleri çözerken ve neticelendirirken nefsani isteklerine meyletmekten beri ve uzaktı.
Bu noktada söylenmesi gereken: öncelikle bu ayet ilahi hükümlerin beyanı makamında olup vurgu ve tekitle birlikte olması doğaldır.
Saniyen yargılama, hüküm ve anlaşmazlıkların çözümü ilahi hukukun bir parçasıdır. Semavi dinlerde ezcümle Hz. Davut (a.s) hakkında vuku bulması ve netleştirilmesi tabiidir. Bu durum onun sahip olduğu ismet ve masumiyetle çelişmez. Zira ismet hasleti Masumdan iradesini selp etmez.  Masumda toplumun diğer ferleri gibi ilahi emir ve yasaklarda mükelleftir. Ama sahip olduğu ismet onu hakka muhalefet etmekten korur. Mükellef olmaktan ve teklife maruz kalmaktan beri kılmaz. Bilakis verilen görevler ve teklifler onun konumunu ve Risalet’ini bizlere gösterir.
Elbette bazı müfessirler[2] Allah Teâlâ’nın Hz. Davut (a.s)’a hak ve adalet üzere hükmetmesini emretmesini ve nefsin arzularına tabi olmaktan men etmesini diğerlerinin ikazı olarak yorumlamışlardır. Yani herkim insanların yönetiminde ve hükümetinde yer alırsa hak üzere hükmetmeli ve batıla tabi olmaktan sakınmalıdır. Yoksa Hz. Davut (a.s) sahip olduğu ismet üzere insanlar arasında her daim hak üzere hükmetmiş ve batıla tabi olmamıştır.
Yapılan bu açıklamaya şöyle bir tenkit söz konusudur: Ayeti kerimede Hz. Davut (a.s)’a hitabın sadece diğerlerinin ikazı için olduğuna Hz. Davut (a.s)’ın ismetini delil gösterip kendisini bu hitaptan beri görmek için yeterli bir delil değildir. Zira açıklandığı üzere ismet iradenin selbi anlamı taşımaz. Bilakis ismetle birlikte ihtiyarda söz konusudur. Diğer bütün insanlara olduğu gibi insanın ihtiyarı var olduğu sürece teklif var olmakla birlikte gereklidir de. Bunun tersi bir durum söz konusu olursa bu kişi hakkında vacip ve haram kavramları anlamını yitirir ve itaat ve isyan ayrımı söz konusu olmaz. Bu durumun kendisi ismeti boşa çıkarır. Zira bizler Hz. Davut (a.s) ismet sahibidir dediğimizde kastımız onun günah işlemeyeceğidir. Günah teklif varsa söz konusudur.[3]
«إِنَّ الَّذِينَ يَضِلُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ لَهُمْ عَذابٌ شَدِيدٌ بِما نَسُوا يَوْمَ الْحِسابِ» “Allah'ın yolundan sapanlar için hesap gününü unutmaları sebebiyle şiddetli bir azap vardır.” ayeti kerime’nin son pasajı genel olarak net bir şekilde vurgu yaparak ilahi görev ihlalini ve sapmayı yasaklamaktadır. Bu durum hukuki bir sorunun çözümü içinde geçerlidir, şiddetli azaplara sebebiyet veren büyük günahlar içinde. Bütün sapmaların ve günahların kaynağı, sebebi  gaflet, kıyamet gününün sorumluluğunun reddi ve amellerimizin Rabbin huzurunda hesaba çekileceğinin inkarıdır. İnsanın kıyamet günü hesap vereceğini unutması ve gaflet etmesi duçar olduğu bütün günahların, sapmaların ve sapkınlıkların sebebidir. Başka bir ifadeyle insanın heva hevesinin peşinden gitmesinin yasaklanma sebebidir. Zira heva ve hevese uymak insanın hesap gününden gaflet etmesine yol açar ve kıyamet gününü unutmak şiddetli azaplar doğurur. Burada unutmaktan kasıt o günün geleceğine ve hesap vereceğine itina etmemesidir.
Bu ayeti şerifin delaleti bütün sapmaların ve sapkınlıkların kaynağı kıyamet gününden gaflet edilmesidir. Daha açık bir ifadeyle bütün günahlar ve isyanlar hesap vereceğimize itina etmememizden kaynaklanır.[4]
 
 

[1] Elbette bazı müfessirler hilafet ve verasetin peygamberin halifesi olduğunu ilahi hilafet olmadığını iddia etmişlerdir ancak «إِنِّي جاعِلٌ فِي الْأَرْضِ خَلِيفَةً» “Ben yeryüzünde bir halife karar kılacağım.” Ayeti göz önüne alındığında bu görüşün doğru olmadığı anlaşılır. Seyit Muhammet Hüseyin Tabatabayi, El’Mizan Fi Tefsir’il-Kuran, 17.c, 194.s, islami yayınlar bürosu, Kum
1417.k.
[2] Alusi, Seyit Mahmut, Ruh’ul-Meani fi tefsir’il-kuran’ul-azim, 12.c, 179.s, dar’ul-kutup ilmiye, beyrut, 1415.k.
[3] El’Mizan Fi Tefsir’il-Kuran, 17.c, 195.s,
[4] Baş vurunuz: Hüseyni Hamedani, Seyit Muhammet Hüseyin, Envar Dirahşan, 14.c,115-116, lütfü kitap furuşi, tahran, 1404.k; El’Mizan Fi Tefsir’il-Kuran, 17.c, 194-196.s.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Din tebliği (gayri Müslimleri ve başkalarını eğitmek ve onlara kılavuzluk etmek) tüm Müslümanlara farz mıdır?
    9225 Pratik Ahlak 2011/12/19
    İslam evrensel, herkesi kapsayıcı ve en kâmil bir din olup dinlerin en sonuncusudur. Bu nedenle tüm ulus ve milletlerden herkes onunla tanışmalıdır. Diğer halkların bu insan yetiştirici dinle tanışmasının tek yolu, İslam hakikatleri, emirleri, hükümleri ve öğretilerini tebliğ etmektir. Bu esasla Kur’an-ı Kerim’in değişik ayetlerinde din tebliğine önem verilmiş ...
  • İmam Humeyni’nin (r.a) bakışında mutluluk ve bahtsızlığın kaynağı nedir?
    16169 Pratik Ahlak 2012/06/16
    İmam Humeyni (r.a) bir İslam bilgini ve arif olarak birey ve toplumların tüm mutluluklarının kaynağını onların Allah’a yönelmesi ve ilahi buyrukları icra etmek için çaba göstermesinde görmüş ve bunun karşısında onların Allah’a tapma yerine kendilerine tapmaya yönelmesini ve ahiret yerine dünyayı ilk hedef olarak karar kılmalarını bahtsızlıkların ...
  • Üzeri kutlu isimlerle nakşedilmiş bir yüzük kanalizasyona düştüğünde vazife nedir?
    6751 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Üzerinde Allah’ın veya Peygamberin (s.a.a) veyahut bir imamın isminin yazıldığı bir kâğıt veya saygı gösterilmesi gerekli olan herhangi başka bir şey tuvalete bağlı kanalizasyon kuyusuna düşerse, onu dışarıya çıkarmak ve yıkamak her ne kadar zor olsa da farzdır. Dışarı çıkarmak mümkün değilse, tümüyle yok olduğundan emin olmayana ...
  • Köpek ve domuzun necis oldukları hakkında bir hadis söyleyebilir misiniz?
    13737 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Köpek ve domuzun necaseti hakkında Masum İmamlardan (a.s) elimize çeşitli rivayetler ulaşmıştır. Bu rivayetlerin bazılarında necis sözcüğü açıkça gelmiş bazılarında ise gelmemiştir. Açıkça gelmeyenlerden de köpek ve domuzun necis olmaları gereklilik babından anlaşılmaktadır. Böyle rivayetlerde köpeğin artığı veya domuzun insanın elbisesine değmesi hakkında İmamdan (a.s) sorular ...
  • Kur’an’ın adlarını nedir?
    26305 Kur’anî İlimler 2009/07/11
    Kur’an için birçok isim zikredilmiştir, elbette sadece bunlardan bazıları müslümanlar arasında meşhurdur. Ayrıca Kur’an için zikredilen isimlerden bazıları Kur’an’da, Kur’an’ın ismi değil vasfı olarak gelmiştir. Kur’an’ın isim ve vasıflarını birbirinden ayırmak konusundaki ihtilaf yüzünden Kur’an’ın isim ve vasıflarının sayısı konusunda farklı görüşler ortaya çıkmıştır.
  • Kendi görevini bilmediği için Ehl-i Sünnet fıkhına göre amel eden bir Şia’nın görevi nedir?
    6368 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/02/06
    Cevap: Biz sizin sorunuzu taklid mercilerinin fetva bürolarına gönderdik şu şekilde cevap verdiler:Ayetullah Uzma Hamenei’nin Fetva Bürosu: Yapmış olduğu ameller, şimdi taklid ettiği fetva merciinin fetvalarıyla uyumlu değilse o amelleri kaza etmelidir.
  • İslam dininde aklın işlevlilik sınırı ne kadardır ve nerelerde ve nereye kadar ondan istifade edilebilir?
    13730 Yeni Kelam İlmi 2008/04/09
    Akıl, Allah’ın insan vücudunda karar kıldığı, en değerli bir güçtür ve onun kısım ve dereceleri vardır.Teorik akıl; onun görevi olayları derk etmek, tanımak ve o olaylar hakkında hüküm vermektir.Pratik akıl; insan davranışlarını kontrol eden güçtür, diğer bir deyişle onun işi olması gereken ve olmaması gereken şeyleri derk etmektir ...
  • Tevrat ve İncil’de beş ferdin isimleri zikredilmiş midir?
    25028 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    Bazı hadislere göre Peygamber-i Ekrem (s.a.a), İmam Ali (a.s), Hz. Zehra (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin’den (a.s) ibaret olan aba ehli beş ferdin isimleri İncil ve Tevrat’ta zikredilmiştir. Bu cümleden olmak üzere İmam Rıza’nın (a.s) Caslik (kilise önderlerinden bir fert) ve Rasu’l-Calut (Yahudilerin önderi) ...
  • Subhanellah zikrinin namazda çok tekrarlamasının sırrı nedir ve neden tesbihin hamd ile birlikte olmasına tekit edilmiştir?
    12364 Eski Kelam İlmi 2012/03/12
    Allah a ibadet etmek ve Ona kulluk yapmak esnasında Onu tesbih etmek Onu, kulluk ve ibadet yapan kişinin zihninde, kalbinde ve iş âleminde şekillenen sıfatlardan tenzih etmek onlardan beri olduğunu bilmek anlamındadır. Diğer taraftan Allahın tesbihi zihinsel olarak tevhit makamına ulaşmamış olan insanların ekseriyeti için pratik olarak ...
  • Acaba humsu ve seyitlere ait olan hakkı taklit merciinin izni olmadan ödemek caiz mi?
    8198 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar