Gelişmiş Arama
Ziyaret
27091
Güncellenme Tarihi: 2011/06/20
Soru Özeti
Nur ayetinin nitelikleri nelerdir?
Soru
Nur ayetinin özellikleri nelerdir? Bu ayeti kerime belli ve has sayıda okunursa çok bereketli olduğunu söylüyorlar. Acaba söylenen bu sözler doğru mudur?
Kısa Cevap

Kuran amel kitabıdır. Kuranı okumak tefekkür ve iman için bir başlangıçtır. Bu da yine muhtevasına amel etmek için bir vesiledir. Büyük mükâfatların bütünü buradan ve bu şartlarla tahakkuk bulur. Tüm surelerin okumasında hem dünyevi hem uhrevi eserler vardır. Masum imamlar (a.s.) tarafından her surenin fazileti beyan edilmiştir.

Nur suresi de bu cümledendir. Bu surenin 35. Ayeti olan nur ayeti için de değişik özelikler ve eserler rivayetlerde beyan edilmiştir.

Ayetler ve zikirlerin hatim'i (okuması) konusunda sayının oldukça önemli rolü vardır. Ayetten beklenen eserin tahakkuk bulması için her ayet için belirtilmiş olan sayı miktarınca okunması gerekir. Ama eğer bu ayeti kerime her hangi birisi tarafından belirtilmiş sayı miktarınca okunur ve beklenen neticeyi vermezse kesinlikle bilinmelidir ki yapılan mukaddimelerinde bir sorun ve bir engel var olmaktadır. Dolayısıyla ayetlerden beklenen neticenin alınması için o engelin kaldırılması lazım. Yani açıklanmış olan şey beklenen neticeyi vermeleri için sadece zemine oluşturan illet olarak sayılmalıdır.

Ayrıntılı Cevap

Kuranı kerim hidayet, amel ve insanı yetiştiren kitaptır. Bu nedenle kuranın okunması ilk merhalede tefekkür ve iman için bir mukaddime daha sonraki merhalede muhtevasını amele ve pratiğe dökmek için bir vesiledir. Bununla insan peşinde olduğu nihai kemale ve ebedi mutluluğa ulaşır. Dolayısıyla kuranın tümü nurdur ve hiç kimse bu nurun bereketinden mahrum kalmamalı.

Nur suresinin fazileti hakkında birçok rivayet Masum imamlardan (a.s.) nakledilmiştir. Bunlardan bir kısmı şöyledir:

İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: "Nur suresini okuyan herkese Allah u Teâlâ on hasene veriyor. Geçmişte ve gelecekte yaşayan bütün müminlerin ecri miktarınca".[1] İmam Sadık'tan (a.s.) şöyle nakledilmiştir. İmam şöyle buyurmuş: "Mal ve avretlerinizi nur suresini okuyarak muhafaza ediniz. Hanımlarınızı nur suresinin vesilesiyle iffet dairesine sokunuz. Zira bu sureyi gece ve gündüz okuyan bir kimsenin ailesinden hiç kimse ömründe kesinlikle zinaya bulaşmaz. Öldüğü vakit onu kabrine koyuncaya kadar yetmiş melek cenazesiyle eşlik edecek. Onun için dua eder ve istiğfar dileyecektir".[2]

Hakeza; Nur suresinin ayetlerinden olan nur ayeti hakkında da birçok faziletler zikredilmiştir. Nur ayetinden maksat aşağıdaki ayettir: "Allahu nurus - semavati vel ard, meselu nurihi ke mişkatin fiha misbah, elmisbahu fi zucaceh, ezzucacetu ke enneha kevkebun durriyyuy yukadu min şeceratim mubaraketin zeytunetil la şerkiyyetiv ve la ğarbiyyetiy yekadu zeytuha yudi'u ve lev lem temseshu nar, nurun ala nur, yehdillahu li nurihi mey yeşa' ve yadribullahul emsale lin nas vallahu bi kulli şey'in alîm". Yani "Allah, göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun temsili şudur: Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de bir cam fânûs içinde. Fânûs sanki inci gibi parlayan bir yıldız. Mübarek bir ağaçtan, ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur. Bu ağacın yağı, ateş dokunmasa bile neredeyse aydınlatacak (kadar berrak)tır. Nur üstüne nur. Allah, dilediği kimseyi nuruna iletir. Allah, insanlar için misaller verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir"[3]

 Bu ayetin fazileti hakkında varit olan rivayetler var olmaktadır. Bir kısmı şöyledir:

1-  Abdullah b. Abbas'tan şöyle nakledilmiştir: "Nur ayetini çok okuyan bir kimsenin gözleri korunur"[4]

2-  "Göz ağrısına müptela olan bir kimse nur ayetini "nurun ala nur" cümlesine kadar okuyup göze üfürsün. Ayni ameli her gün sabah üç defa yerine getirsin gözündeki ağrı bertaraf olacaktır".[5]

3-  Şeyhi Ebul Abbas-i Buni şöyle demiş: "bu ayeti aynanın üzerinde nakış eder ayın son cumasının akşamından başlayarak kırk gün kırk defa aynanın üzerinde yazılmışıyla her hangi birisi tarafından okunsun. Ayna ile ilişkin bu eylem yapıldıktan sonra bu aynaya bakan her hastanın hastalığı bertaraf olur. Hakeza nakledilmiştir: Nur ayeti Mor renginde olan elbise üzerinde bir kimse tarafından z'aferan ve gül suyuyla yazılıp kayıplara karışan kimsenin ismi annesinin ismiyle birlikte söz konusu olan elbisenin üzerinde yazılır, sonra bu elbise kayıp olan kimsenin evinde rüzgârın vuracağı bir yere asarsa kayıplara karışan şahıs en kısa zamanda evine dönecektir"[6]

4-  "Her kim nur ayetini Cuma günü güneşin doğacağı vakitte gusül yapmış ve temiz elbise giymiş vaziyette çoğaltır, gümüşe daire şeklinde nakış eder ve üzerinde taşır ve her gün bu ayeti dört yüz defa okuyarak istediği her önemli işe; Sultana yaklaşmak, hapishanelerdekilerin, esir tutulmuşların kurtarılması, katline dair hüküm vermiş olan kimsenin elinden kurtulması için çokça tecrübe edilmiş bir durumdur[7].

5-  "Yatmadan önce nur ayeti huzur-i kalp ile Allah kelimesindeki (ebced hisabına göre) harfler sayısı (66 defa) miktarınca özellikle temiz bir kalp ile okunursa şirin ve tatlı rüyaların görülmesine neden oluyor"[8]

6-  "Her ayın ilk cumasında Nur sayısı miktarınca (256 defa) 15 gün buyunca nur ayetinin hatmi yapar ve 16. Gününde nur sayısı miktarınca (256 defa) mübarek "lailahe illallah" kelimesini okur ve her gün bu sayı miktarınca ayın bitmesine kadar okumasını devam eden bir kimsenin çok önemli işleri için kibriti ahmer konumundadır".[9]

7-  "Nur ayeti, ayetteki "Bikülli şeyin alim" cümlesine kadar kırk gün buyunca sabah namazı ile güneşin doğuşu arasında nur sayısı (256 defa miktarınca hatim etmek (okumak) zamanın imamını (a. f.) görmek için tesirlidir".[10]

8-  "Maneviyat ve rızık için nur ayetinin nur sayısı (256 defa) miktarınca yatsı namazından sonra hatim edilmesi faydalı ve tesirlidir".[11]

9-  Her namazdan sonra halvet bir yerde bin defa hak Teâlâ'nın celal ismini, yani "Allah" lafzını ve 50 defa nur ayetini okumak gündüzleri de her gün on bin defa okunması önemli işler için yararlıdır".[12]

10-           İlahi ilimlerin keşfi ve has feyizlerin ifaza edilmesi için nur ayetini hatim etmek yararlıdır. Şöyleki; ilk kırk günde Peygamberin (s.a.a.) ve ehlibeytinin (a.s.) huzurunda imiş gibi saf bir kalp ile on dört defa salâvat getir. Tam ve kâmil bir huzu ve huşu ile başını gökyüzünün altında (açık bir sahada) on dört defa nur ayetini oku. Daha sonra kırk bir defa salâvat getir ilahi ilimlerin keşfi ve özel feyizlere muhatap olmak için iyidir"[13]

Sorunun ikinci kısmının cevabı ise şöyledir: Ebcedi kebir hesabına göre nur ayeti 256 dır. Ayet ve zikirlerin hatim'inde sayının çok önemli yeri vardır. Her hangi bir ayet veya zikirden beklenen neticenin alınabilmesi için söz konusu olan ayet veya zikir için belirtilen sayıya dikkat edilmelidir.  

Ayetler ve zikir için belirtilen sayı söz konusu olan ayet ve zikir için ruh konumunda ve harfler de onun karartısı (eşbah) konumundadır. Sayılar adeta anahtarda var olan dişler gibidir. Onlardan birisi eksiltip veya fazlalaştırılırsa anahtar kapıyı açamaz olur. Matlup olan sayıdan fazlası israf ve matlup olan sayıdan eksiltmek zikirde aksaklık meydana getirir.[14] Ayetleri, belirtilen sayı miktarınca okumak ve hatim etmek harfler ile sayı arasında var olan bir şifreyi göstermektedir.

Burada hatırlatılması gereken önemli nokta şudur: Kuranı kerimin ayetlerini belli sayı miktarınca hatim etmek veya her hangi bir zikri belirtilmiş sayı miktarınca okumak has şartları talep etmektedir. Dolayısıyla bu ayeti kerimeyi belli sayı miktarınca şartlara uygun bir şekilde hatim eden kimse bu ayetten beklediği neticeyi alamadığı durumda bilmelidir ki burada bir engel var olmaktadır. Bu nedenle bu ayetin kendisinden beklenen neticeyi alabilmek için söz konusu engelleri aradan götürmesi lazım.[15] Yani açıklanmış olan şey beklenen neticeyi vermeleri için sadece zemine oluşturan illet olarak sayılmalıdır.



[1] TABARİSİ, Fazl b. Hasan, "mecmeu'l-beyan fi tefsiri'l-kuran", seyit İbrahim MİR BAKİRİ, tahran: sivvum, nasır HOSRU, 1372, şemsi, c. 7, s. 195.

[2] HUVEYZİ, Abdulali b. Cuma, "tefsir-i nuri sakaleyn", seyit Haşim RESULİ MAHALLATİ, Kum: çaharum ismailiyan, 1315, kameri, c. 3, s. 568.

[3] Nur, 35.

[4] NECEFİ İSFAHANİ, Muhammed Taki, "hvasi ayat ve tamam-i surehayi kuranı kerim", Tahran: edibe, 1345 şemsi, s. 95.

[5] NECEFİ İSFAHANİ, Muhammed Taki, "hvasi ayat ve tamam-i surehayi kuranı kerim", Tahran: edibe, 1345 şemsi, s. 95.

[6] NECEFİ İSFAHANİ, Muhammed Taki, "hvasi ayat ve tamam-i surehayi kuranı kerim", Tahran: edibe, 1345 şemsi, s. 95.

[7] EBU SAİD EL-HEREVİ, Muhammed, "bahru'l-garaib ve muntahabu'l - hatum", Tahran: Muhamedi, 1281 kameri, s. 182.

[8] NARAKİ, Molla Ahmet, "el-hazain", Hasan HASAN ZADE AMULİ, Tahran: ilmiye islamiye, 1278, kameri, s. 350.

[9] NASRULLAHİ BURUCERDİ, Muhammed İbrahim, "rahnemay-i giriftaran", ikinci baskı, Tahran: züheyr, 1382 şemsi kameri, s. 62.

[10] Age. s. 117.

[11] Age. s. 117.

[12] MUKADDEM, seyit MuhammedTaki, "hazanetul esrar fil-hatum-i ve el-ezkar", alauddin el-alemi, birinci baskı, Beyrut: müessesetül –allemi, 1423 kameri, c. 1, s. 297.

[13] NAİNİ, Muhammed Hasn, "gevheri şeb-i çırağ", Muhammed ferbudi, Kum: çetbi şişom, divan, 1381, c. 1, s. 229.

[14] HASAN ZADE AMULİ, Hasan, "hızar-u yek nükte", ikinci baskı, Kum: neşri ferhengi reca, 1365 kameri, c. 1, s. 121.

[15] MUKADDEM, seyit MuhammedTaki, "hazanetul esrar fil-hatum-i ve el-ezkar", alauddin el-alemi, birinci baskı, Beyrut: müessesetül –allemi, 1423 kameri, c. 1, s. 13.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Muta hakkında rivayet edilen bütün rivayetler güvenilir midir?
    10347 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/19
    Kuranı kerimde geçici evliliğin caiz oluşu ilan edilmiş olan islami sünnetlerdendir. Bu sünneti hasene, Peygamber Efendimiz (s.a.a) zamanında ve birinci halifenin halifelik süresinde ve ikinci halifenin döneminin belirli bir kesiminde de İslam toplumu içinde uygulanılıyor. Bu durum ...
  • Şia'nın, bazı İmamlarının imametini kabul etmeyen Fethiye ve Vakifiye gibi fırkaların adaleti hakkındaki görüşü nedir?
    7165 Eski Kelam İlmi 2011/05/23
    Şialar Müslümanların dini kaynağı olan kuranı kerime ve güvendikleri hadislere dayanarak bütün sahabelerin aynı seviyede olmadığını savunur ve onları üç ayrı grupta değerlendiriyor: Bir grubu köklü ve güçlü bir imana sahip olduğunu, İkinci grubu imanında gevşek ve zayıf, üçüncü grubu ise münafık ...
  • Allah, taklit üzere Müslüman olmayı kabul eder mi?
    7488 Eski Kelam İlmi 2009/08/25
    Ahirette inancımız hakkında sorulan soruya “Atalarımızı taklit edip onları körü körüne takip ettik” demekten başka bir cevabımız yoksa bu cevap geçerli olmaz. Çünkü böyle bir durum insanın fıtrat ve yaratışına da aykırıdır. İnanç, ilim ve yakin üzerine olmalıdır. Elbette bu ilim ve yakini insan bir bilenin ...
  • “Um” olarak adlandırılan Kuran’ın ilk nüshası neredeydi ve nasıl toplatılmıştır?
    3894 Tefsir 2019/01/22
    Kuran’ın toplatılmasıyla ilgili üç görüş bulunmaktadır: Kuran’ı Kerim İslam Peygamberi (s.a.a)’in zamanında hazretin denetimi altında kendisi bizzat yazmamış olsa da ilahi hidayet ışığında bir araya getirilmiştir. Elimizdeki Kuran İmam Ali (a.s) tarafından Peygamberi Ekrem (s.a.a)’in vefatından sonra evden dışarı çıkmadığı dönemde bir araya ...
  • Apolet almak için kendi şehirleri dışında başka bir şehre giden askerlerin namaz ve oruç durumları nasıldır?
    5658 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Acaba irfan bağlamında Nehcü’l Belağa’da numuneler mevcut mudur?
    6600 Pratik İrfan 2012/07/21
    İrfan, imamların nazarında pratik ve teorik irfan olmak üzere iki kısma ayrılmamaktadır ve onların sire ve lisanlarında pratik irfan teorik irfandan ayrı değildir; zira onlar pratik irfanla hakikatlerin tanımını elde ettiler ve sonra elde etikleri hakikatlerin tanımını kelam kalıbına dökerek insanlara sundular. Ayriyeten irfanın teorik ve pratik ...
  • ‘İnsan öldüğü zaman Allah’a döner’ dediğimizde yaşarken onun Allah’tan uzak olduğunu mu kastediyoruz?
    8031 Eski Kelam İlmi 2012/03/11
    Kur’an’daki bazı ayetlerde gelen Allah’a dönüş, yakınlaşmayla aynı manayı taşımıyor. Yakınlaşmanın maddi manası da Allah konusunda geçerli değildir. İnsanın ölümünden bahseden ayetler, bu dünyada Allah’tan uzaklaşma manasının anlaşılmasına neden olacak olan Ona yakın olma manasını değil, öldükten Allah’a döndüğümüz manasını kastetmektedirler. Allah’a dönüş demek maddi ...
  • Oruç insan üzerinde ne gibi eğitici eserler bırakır?
    6332 Pratik Ahlak 2012/05/12
    Oruç, nefsin tehzip (ruhi temizlik) ve tezkiyesi için bir çeşit alıştırma ve insanın kendi nefsine tasallutunun tahakkuku için uygun bir yöntem ve nefsanî heveslerle mücadeledir. Oruç, ferdi ve içtimai iki boyutta olmak üzere, insanın bedensel boyutta bıraktığı eserlerin yanı sıra insanın ruhi boyutunda da eğitici ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8094 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Amellerle Allah’ın onlar için vadettiği mükafatlar arasında uygunluk gözetilmiş midir?
    7336 Eski Kelam İlmi 2010/07/18
    Böyle mükafatları vadetmek ne İlahi adalete aykırıdır, ne de amelle sevap arasındaki uygunluğa; çünkü adaletin manasının, her şeyi kendi uygun olduğu yere koymak olduğunu söylersek, yani amelle sevap arasında uygunluk olması gerekli ise sözünü ettiğiniz yerlerde amelle sevap arasında uygunluk vardır. Zira:1- Böyle ...

En Çok Okunanlar