Gelişmiş Arama
Ziyaret
6911
Güncellenme Tarihi: 2010/11/08
Soru Özeti
Yolculuk, seferî namaz ve şehrin sonunun sınır ve ölçüsünü açıklar mısınız?
Soru
1. Los Angeles şehrinin üç veya dört bölümü vardır ve her bölümün de bir takım küçük şehirleri bulunmaktadır. Ama bunların hepsi Los Angeles sayılmaktadır (lakin tam olarak bu şehrin sınırları belli değildir). Bu şehir içinde eğer bir şahıs x noktasına ulaşmak isterse iki yoldan gidebilir. Bir yol imar olmuş bölgeden, ikinci yol ise dağ ve bozkırdan geçmektedir. Tam ve seferî kılma açısından namaz kılmakla sorumlu bir şahsın görevi nedir? 2. Eğer Los Angeles şehrinin sınırları belli olmazsa (yani şüpheli bölgeler bulunursa) şehir sonunu nereden ve hangi ölçüyle belirgin kılabiliriz?
Kısa Cevap

Büyük taklit mercileri bu sorunun yanıtında şöyle buyurmuşlardır:

Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (ömrü uzun olsun):

1. Sekiz fersah olan yoldan oraya gitmek isterseniz, namazınızı seferî kılmalısınız ve sekiz fersah olmayan yoldan giderseniz tam kılmalısınız.

2. Sekiz fersahın başını şehir sonundaki evlerden hesaplamalısınız.

-Sekiz fersah 45 kilometredir; gidiş geliş şeklinde olsa bile fark etmez.  

Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi (ömrü uzun olsun):

1. Ölçü, gittiği yoldur.

2. Şehrin en sonundaki evler ölçüdür.

Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani (ömrü uzun olsun):

1. Eğer gittiği yol şehirden dışarı çıkıyor ve maksada dek uzunluğu 45 kilometreyse ve de dönme isteği yoksa veya dönme isteği varsa ve uzunluğu 22/5 kilometreyse yolcu sayılır ve namazı seferî olur ve şehir sonundaki evler kendisinin yolculuk başlangıcı hesap edilir. Ama maksada dek süren yolun tümü şehirdeyse ve maksada dek evlerin sıra dizilişleri devam ediyorsa yolcu değildir ve namazı tamdır. Allah bilir.

2. Şehir sonundaki evler şehrin duvarları hükmündedir ve şehrin sonu yolculuğun başı sayılır. Allah bilir.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Kur’an-ı Kerim’de adı zikredilen sidretü’l-muntaha ne anlama gelmektedir?
    28201 Tefsir 2011/12/19
    “Sidre”, lügat bilginlerinin ekseriyetinin belirttiği üzere çok yapraklı ve çok gölgeli bir ağaca denmektedir ve “sidretü’l-muntaha” tabiri, göklerin zirvesinde ve meleklerin uçuşunun, şehid ruhlarının, peygamberlerin ilimlerinin ve insan amellerinin son zirvesinde yer alan çok yapraklı ve çok gölgeli bir ağaca işarettir. Orası, Allah’ın meleklerinin ötesine geçemediği yerdir. ...
  • Sigaranın orucu bozduğunu bilmeyen biri, sigara içerek tuttuğu oruçların kazasının yanı sıra keffarette vermeli midir?
    7543 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    İmam Humeyni (r.a) ve diğer büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: (Oruç tutan kişi) Meseleyi bilmediğinden dolayı orucu bozan bir şey yapsa, eğer meseleyi öğrenme imkanı vardıysa farz ihtiyat gereği üzerine keffaret gelir. Eğer meseleyi öğrenme imkanı yoktuysa veya meselenin farkında değildiyse yahut filan şeyin orucu bozduğunu kesin olarak ...
  • Acaba din ile bilim arasında çelişki var mıdır?
    9434 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Dini olmayan ilimler belli aşamaları katederek dinin hizmetine alınırlar. Şöyleki fakih sabit unsurlar ve uzmanların, özellikle de sosyal ve davranış bilimleri uzmanlarının yardımıyla değişken unsurları teorize edebilir. ...
  • Bütün peygamber aynı çizgide mi yol almıştır ve ortak hedefleri nelerdir?
    3104 پیامبران و کتابهای آسمانی 2020/01/20
  • Peygamber (s.a.a.) Mescit yapma esnasında Ammarın okuduğu şiirler nasıl idi?
    7169 تاريخ کلام 2010/11/22
    Meclisi "biharu'l-envar" adlı esirinde şöyle yazıyor: Peygamber (s.a.a.) kendi yaranlarıyla birlikte mescit yaparlarken, bu esnada sahabelerden birisi kendi şık elbisesini giymiş ve has bir poz vererek oradan geçiyordu. Bu sahneyi müşahede eden Ammar-i Yasir, aşağıdaki anlamlar içerikli bazı şiirler okudu: mescitleri yapan ve orada rükû ve secde eden kimseler ile ...
  • Ferdi namaz cemaat namazıyla birleştirilebilir mi? (Merciim rehberdir)
    5457 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Ferdi namaz cemaat namazıyla birleştirilemez; elbette insan farz bir namazı kılma esnasında cemaat namazı kılınmaya başlarsa, eğer üçüncü rekata girmemişse ve namazı bitirdikten sonra cemaat namazına yetişemeyeceğinden korkarsa, namazı müstehap bir namaz niyetiyle iki rekat olarak tamamlayıp cemaate yetişmesi müstehaptır. Eğer müstehap namazı tamamlamayla da cemaate ulaşamıyorsa, müstehap namazı ...
  • İmam Hasan-ı Mücteba (a.s)’ın İmam Hüseyin (a.s)’den büyük olmasına karşın, niçin onun çocukları Kasım ve Abdullah, İmam Hüseyin (a.s)’in çocukları İmam Seccad ve Ali Ekber’den küçüktür?
    7774 تاريخ بزرگان 2012/02/14
    Söz konusu değerli iki imam arasında o kadar yaş farkı yoktu ve küçük kardeşin çocuklarının, büyük kardeşin çocuklarından büyük olması da o anlamda soru oluşturacak bir konum taşımaz. Zira büyük kardeşin bir takım şartlar delilince geç evlenmesi veya evlense bile geç çocuk sahibi olması ya da çocuklarının küçük yaşta ölmeleri ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    17928 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Kabristanda cami yapılabilir mi?
    5541 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Ayetullah el-Uzma Hamanei’nin Bürosu: Kabristan vakıf değilse, başkasının özel mülkü değilse, umumi mekanlardan değilse ve orada cami yapmak Müslümanın kabrine saygısızlık sayılmazsa veya kazılmasını gerektirmiyorsa sakıncası yoktur. Ayetullah el-Uzma Sistani’nin Bürosu: Arsa vakıf değilse sakıncası yoktur. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu: Şu anda ...
  • Resul-i Ekrem (s.a.a) Kerbela toprağına secde etmiş midir?
    10192 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Şii fıkhına göre, 1) Secde mutlaka toprağa ve topraktan çıkan (bitki gibi) şeylere yapılmalıdır. Resul-i Ekrem’de (s.a.a) halıya, kilime, deriye, plastiğe vb. şeylere değil, toprağa,kuma, taşa, bitkiye vb. topraktan olan şeylere secde ederdi. Şiilerin üzerine secde ettikleri Hüseyni türbet ise ...

En Çok Okunanlar